Tarih: 31 Ağustos 2007 Cuma
Siyaset felsefesi soyut bir uygulama değil, yenilik ve pratiktir. Seksen yılı aşkın T.C. hiçbir yeniliği kabul etmiyor ve Kürt düşmanlığından vazgeçmiyor.
- Nufus otuz milyona yakın Kürt halkının anadan doğuş hakları dahil tüm değerlerin yasaklanıp yok sayıldığı ülkede kimin cumhurbaşkanı olmasının da hiçbir anlamı yoktur. Bunun adının Gül ya da Sezer olması bir şey değiştirmiyor. Uygulamaları ve yasalarıyla ırkçı rejimin cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün ayrıcalığı salt eşinin türbanlı olması ise bu bir şey değiştirmez. Derin tarihsel sorunları ve kanlı bir savaşın yaşandığı bir ülkenin sorunlarına cesur, gerçekçi ve çözümleyici yaklaşamıyorsa oyalayıcı tavır daha da tehlikelidir. AKP’nin şeflerinden olan Gül, yıllardır bu ülkenin dışişleri bakanıyken nasıldı şimdi nasıl olabilir ki? Kuşkusuz zamanla daha iyi anlaşılacak…koparılan gürültü Kemalizm ile Türk-İslamcı ve rantiyeci cephelerin iktidar paylaşımıdır. AKP devletin olanaklarını ve dinsel verileri kullanarak Kürt illerinde oy alması Ordu’nun yüreğine su serpmiştir.
Elbette AKP Türkiye’nin en temel ve en acil sorunu olan Kürt sorunun çözümünde cesur bir adımlar atsaydı gerçek görülürdü, fakat bundan çok uzak. Hatta Osmanlı oyunlarıyla daha da tehlikeli ve çıkmaza giren Türk sistemine soluk aldırma çabası bilinen bir gerçek.
Kürt düşmanlığı salt Türkiye’de değil, İran’da ve Suriye’de de had safhada. Dünyada globalizm, demokrasi, hukuk ve sosyal devletçiliği güç kazanırken Ortadoğu kanlı yüzüyle adeta cahilliye devrini yaşamakta. Bu halktan ne istendiğini anlamak zor. Saldırılar çok yönlü ve çok boyutlu. Dünyada hiçbir halk bu denli saldırılara maruz kalmamıştır. Şengal’de bir kasabayı imha edebilecek vahşi bir saldırı düzenleniyor. Sonuç 500 ölü. Kürde karşı ırkçılık beyinleri ve gözleri karartmış. İran son haftalarda Türk ordusuyla işbirliği içinde Kürdistan’nı bombalıyor. Türkiye savaşta hiçbir kural ve insani hiç bir değer kaygısı taşımadan saldırıyor, gerillalara karşı kimyasal silah kullanıyor ve esir düşen gerillalara karşı vahşet uygulanıyor. Kürtlere karşı saldırılar salt insanlarını katletmekle sınırlı değil. Ormanları yakılıyor, bin yıllık yoksul köyler yerle bir ediliyor. Bununla yetinmeyen AKP bir çok medeniyete beşiklik yapmış, tarihimize ışık tutan Hasankeyf’i sular altında boğmak istiyor. Gül ve Erdoğan bu projeye onay vererek ağır insanlık suçu işliyor “Çağdaş olmayan hiçbir düşünce kazandırmaz” diyen Gül nasıl çağdaş olabilir ve böylesi zihniyete sahip birinin cumhurbaşkanı olması neyi değiştirecek?
- Yusuf Halaçoğlu’nun ırkçı saçmalıkları bireysel olmayıp Türk sistemine özgüdür, özgü olmasına da AKP bu adamı kurumun başında tutuyorsa görüşlerini onaylıyor demektir. Bu saçmalıklara cevap vermeye bile değmezdi, fakat hem zorla köylerin, kasaba ve kentlerin adlarını Türkçe koyacaksın, soyadı kanunu çıkarıp zorla Türkçe soy isim vereceksin, hatta Kürtçe isimler bile yasaklayacaksın. Sonrada verdiğin Avşar,Türk, Türkmen ve Türkoğlu gibi soy isimlerden hareketle “Bak sen Türksün” diyeceksin. Türkler Grek dilinde güneşin doğuşu anlamına gelen Anatoli’ye 11. yy geldiklerinde bu coğrafya boş muydu? Bu coğrafya kaç medeniyete ev sahipliği yaptı? Kürdistan insansız mıydı? 12 bin yıla dayanan ilk uygarlığın ve ilk dinlerin coğrafyası değil mi? Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar bile Trakya, İstanbul ve Ege boylarında gayrimüslimler çoğunlukta değil miydi. Ya Ermenilere, Keldanilere, Pontuslara ne oldu? Üstüne üstlük bu coğrafyanın uygarlığına bırakalım katkı sunmayı imhayı ve imhayı esas alacaksın, herkes Tüktür diyeceksin.
Bu anlamda Kürtler rantiyeci takımdan medet ummak yerine, karşı tarafa saygı duyurtacak ulusal bilinç ve birliği esas almalıdır. Kürt halkının haklarını yasal güvence altına alan eşit, katılımcı, demokratik bir sistem olmadığı sürece aynı rejimin farklı güçleri bir şey değiştirmediği gibi aksine zaman kaybettiriyor.
Kürt halkına, tarihine ve doğasına yönelik Ortadoğu ırkçı gericiliğinin imha konseptine karşı Kürt Ulusal Hareketi ve legal kurumları sahiplenilmeli ve birlik konsepti geliştirilmeli. Kürtlerin ulusal imhaya karşı aralarındaki politik, ideolojik, bölgesel ve mezhepsel çekişmeleri ve kurtuluşa hizmet etmeyen karşıt fikirleri tali plana bırakması gerekiyor. Tarih bizden bunu istemiyor mu?
0 Yorum:
Post a Comment