Gönderen: rizgarionline Tarih: 15.03.2008 Saat: 10:23 Katkıda Bulundu rizgarionline Sami Şuruş*/ABD, Türkiye'nin sınır ötesi harekâtına yeşil ışık yakarak aslında Kürt sorununun ancak siyasi yollarla çözüleceği mesajını vermek istedi. Washington'ın hesaplarına göre, operasyon yapılırsa PKK'nın silahla yok edilemeyeceği anlaşılacak, ordunun öfkesi dinecek ve siyasete alan açılacaktı. Türk güçleri iki hafta önce Irak Kürdistanı'nın engebeli dağlarında konuşlanmış PKK'ya karşı bir askeri operasyon düzenledi. Fakat dikkat çeken nokta, uluslararası ve bölgesel düzeyde medya ve siyasetçilerden geniş ilgi gören operasyonun, Ankara'nın çizdiği hedefleri gerçekleştiremeden son bulmasıydı. Bu hedeflerin başında, PKK savaşçılarının ortadan kaldırılmasının geldiği malum. 1984-2003 arasında PKK'yı ortadan kaldırma gerekçesiyle Irak Kürdistanı'na 20'den fazla harekãt düzenleyen Türkiye'nin, son operasyon öncesinde müttefiki ABD'yi yeşil ışık yakmaya ikna etmek için azımsanmayacak gizli bir çaba harcadığına işaret ediliyor. Irak'ın uluslararası sınırlarının ve topraklarının, BM kararları gereği ABD'nin işgal yönetimi kontrolüne girdiği biliniyor. Gazze örneği ders niteliğinde Ankara kendi çabalarıyla da yetinmedi ve ABD'yi İran sınırına yaklaştırmak isteyen İsrail'e de, Türkiye'nin taleplerine olumlu karşılık vermesi için Washington'a baskı yapma görevi verdi. Sonrasında ABD'nin Türk talebine onay verdiği görüldü. Fakat başlayan operasyon durdu. Hatta Ankara güçlerini çektiğini açıkladı. Bu çekilme, ABD'nin Türkiye'ye geniş çaplı istihbarat yardımı sunduğunu gizlememesine rağmen yaşandı. Operasyondan önce birçok kişinin, Ankara için hayal kırıcı olan bu sonucu tahmin ettiği tartışma götürmez. Zira PKK, şiddet yanlısı tezlerine rağmen özellikle de Türkiye'deki Kürtler arasında dikkat çekici bir sevgiden besleniyor. PKK ayrıca, Irak-Türkiye sınırının iki yakasına konuşlanmış eğitimli bir orduya sahip. Çete savaşı yöntemlerini izleyen bu silahlı örgüt, 25 yılı aşkın süreye uzanan savaşçı deneyimi doğrultusunda hareket ediyor. Bu dönemde faydasız kanlı faaliyetlerde bulunmasına rağmen, Türkiye içinde ve dışında çete ve örgütlenmeler kurdu. Fakat, askeri yöntemlerin PKK'yı ortadan kaldırmaktaki başarısızlığı, örgütün 'gücünün sırları'yla sınırlı değil. Zira bu sırlar zayıflığın köklerini taşıyor. Askeri yöntemler siyasi sorunların çözümünde bir gün bile fayda sağlamadı. En yakın örnek, Gazze'deki Filistinlilerin her gün maruz kaldığı İsrail yıkımı, ölümü ve işgali. Dahası, Türk operasyonlarının meydana geldiği yer, BM kararları gereği Amerikan işgal otoritesine boyun eğmiş Irak devletinin aktif bir parçası olan Irak Kürdistanı. Yani, Irak'ın sınırlarının ihlal edilmesi, ABD'nin korumasını üstlendiği Irak'ın egemenliğinin ihlalinden başka bir anlama gelmez. Üstelik, Ankara'nın açık savaş alanına çevirmek istediği bölge, Irak'ın dikkat çekici kalkınma ve istik-rarla beslenen tek bölgesi. Burası ayrıca, ABD'nin tüm Irak için model oluştur-masına bel bağladığı bölge. Ek olarak, ABD Türk operasyonlarının kontrol edilmesi zor bölgesel çekişmelere yol açmasından endişeleniyor. Zira, bu bölgede İran'a muhalif silahlı gruplar da faaliyet halinde ve Türk operasyonları, bu grupların hedef aldığı ülkeleri benzer saldırılara teşvik edebilir. Bu ve başka nedenler, ABD'yi dört yıl boyunca Türk işgaline karşı çıkmaya sevk etti. Fakat Türkiye'deki iç anlaşmazlıkların, özellikle de askeri ve siyasi kurumlar arasındaki gizli çekişmenin dozunun artması, Washington'ın, PKK'nın Irak Kürdistanı'ndaki sınırlı mevzilerine karşı askeri operasyona izin vermesine yol açtı. Türkiye'de, siyasilerle asker arasındaki anlaşmazlıkların karar aşamasında tehlikeli bir uçuruma gelmiş olması kuvvetle muhtemel. Zira asker, hükümet izin verirse PKK'yı yok etmeye kadir olduğunu ifade ediyor, siyasilerse dolaylı bir biçimde askerin en önemli görevinin kışlaya dönmek ve siyasileri PKK sorununu sakince çözmeleri için serbest bırakmak olduğu üzerinde duruyordu. Bu noktada birçok gözlemci, ABD'nin operasyona şu nedenlerden ötürü izin vermiş olma ihtimalini uzak görmüyor: Ordunun öfkesini dindirmek ve ABD'nin, gerçekleşse bile askeri operasyonun PKK'yı yok edemeyeceğini ispatlayacağı ve hükümetin siyasi çözüm fırsatlarını atırması gerektiği yönündeki kanaati. Bir taşla üç kuş Bu çerçevede Türk güçlerinin çekilmesinden bir gün önce Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakanı Gates, Türk ordusunun çözmek için sınır ötesine gittiği soruna, iç siyasetin çerçevesi dışında çözüm bulunmayacağını teyit etti. Gates, PKK'nın Türkiye, ABD ve Irak'ın ortak düşmanı olduğunu vurgulasa da, bu cümleler üzerinde durdu. Bundan üç saat sonra da ABD Başkanı Bush'tan aynı bağlamda açıklamaların gelmesi, birçok gözlemciye Washington'ın Türk operasyonuna izin vererek bir taşla üç kuş vurmak istediği mesajını verdi: • Türk ordusunun askeri seçenekten vazgeçmesi ve PKK'dan siyasi araçlarla kurtulmanın faydasına ikna edilmesi. Zira Washington'a göre, örgüt üzerindeki askeri baskı, PKK'nın bir yandan Türkiye içindeki terörist-dinci gruplarla işbirliği-ne, diğer yandan da İran ve Irak'taki terörist grupların desteğine başvurmasın-dan başka bir şeye yol açmayacak. • Türk hükümetinin ve ordusunun, PKK sorununun barışçıl çözümünün, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'yle işbirliği ve doğal ilişkiler kurulmasıyla gerçekleşeceğine ikna edilmesi. • Türk ordusunu ve hükümetini, Kürt siyasi sorununu ülke içinde çözmeye başlamaya ikna edilmesi. Zira bu sorunu görmezden gelmeye devam etmek, başka terörist Kürt partilerinin ve gruplarının ortaya çıkması dışında bir şey getirmez. Türk ordusu PKK'yı askeri yöntemlerle ortadan kaldırabilse bile... Ordu gerçek mevzisine dönüyor Ordunun kanaatiyse, Irak'tan küçük de olsa zaferle çıkmanın, ülke içindeki konu-munun sağlamlaşmasına destek olacağı ve AKP'nin reform programlarını önleyeceği yönündeydi. Fakat rüzgar istediği gibi esmedi. Hatta ABD'nin savaş için verdiği son fırsat da 10 günde harcandı. Buradaki ironiyse, çekilmeyle birlikte şiddet yönteminin bırakılması ve Kürt sorunuyla siyasi ve barışçıl ilişki kurul-ması çağrısı yapanların -hükümet, ABD, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve hatta PKK'nın- kucağına düşen bir siyasi zafere dönüşmesinde. Son harekâtın sonucunda, Türk ordusunun siyasi mevzi-den askeri kamplardaki gerçek mevzile- rine gerilemenin eşiğine geldiğine söyler-sek abartmış olmayız. *Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 9 Mart 2008/Radikal
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment