'Bu davaya inanmak, öncüsüne sahip çıkmak suç değildir'
'Kürtlerin 3 lideri vardır' dediği gerekçesiyle 2 yıl hapis cezasına çarptırılan DEP eski Milletvekili Leyla Zana, karar duruşmasında Kürtlerin Öcalan'ı 'Kürt Halk Önderi' olarak kabul ettiğini defalarca sözlü ve yazılı olarak dile getirdiğinin altını çizerek, 'Halkımızın nezdinde nasıl ki Kürtçe konuşmak, 'Kürdistan' ya da 'Sayın Öcalan' demek suç değilse, bu davaya inanmak suç değildir. Öncüsüne sahip çıkmak da, insani, vicdani, ahlaki ve siyasi bir sorumluluktur' dedi. Zana, 'PKK halktır, halk burada' sloganıyla sokaklara dökülen milyonlarca vatandaşın çığlığından süzülen mesajın doğru okunması gerektiğini ifade etti. Mahkeme Zana'nın yaptığı savunma nedeniyle de Zana hakkında suç duyurusunda bulundu. DEP eski Milletvekili Leyla Zana, 2007 yılında Fuar Alanı'nda düzenlenen Newroz kutlamasında yaptığı konuşma nedeniyle TMK'nın 7/2 Maddesi uyarınca, 'Yasadışı örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın karar duruşması görüldü. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Zana ile avukatları Servet Özen, Cabbar Leygara ve Fethi Gümüş duruşmada hazır bulundu. Zana, karar duruşmasında 5 sayfalık yazılı savunma yaptı. Zana, ne zaman düşünce özgürlüğünden bahsedilse bu özgürlüğün sınırsız olmadığı yönünde bir söylem geliştirildiğine dikkat çekerek, 'Türkiye dışındaki ülkelerin hemen hepsinde, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlama devletin güvenliğine değil sosyal barışa ve halkın güvenliğine dayandırılmaktadır. Dolayısıyla demokratik ülkelerde benzer yasal düzenlemeler bulunduğu iddiası olayın çarpıtılmasından başka bir amaç taşımamaktadır' dedi. 'Türkiye'de incinmeyen Kürt kalmadı' Kürt halkının yüzyıllar boyunca statü mücadelesi verdiğini belirten Zana, 'Bugün Türkiye'de incinmeyen Kürt kalmadı. Hemen hepsi, hayata tedirgin ve yasaklı başladı. Daha bebekken adı, çocukluğunda dili, gençliğinde kimliği ve hayattaki duruşu yasaklarla tanıştı. Tek dilde düşünmeye, tek kimlikle kendini ifade etmeye ve tek bir bakış açısıyla düşünmeye zorlandı' diye kaydetti. Kürt olmanın kamusal tüm alanlarda getirdiği zorlukların, her Kürt bireyini biraz daha siyasallaştırdığını belirten Zana, 'Demokratik hiçbir ülke, generallerin hazırladığı ve çağımıza yanıt olmak bir yana, sorunlarını daha da ağırlaştıran 12 Eylül Anayasası'nı taşıyamaz. Konu suç ve suçluyu övmekse, o halde suç nedir? Suçlu kimdir? Bir halkın itibar, eşitlik ve özgürlük taleplerinin savunucusu olmayı suç olarak görmediğimi ifade etmek istiyorum' diye konuştu. Lider kavramını açıkladı Gelişen toplumların liderlere ihtiyaç duyduğunun altını çizen Zana, konuşmasında dile getirdiği 'lider' kavramına ilişkin şunları belirtti: 'Liderlik bir roldür. İnsanlar o rolü üstlenen kişinin rehberliğine, yaratıcılığına, çözüm gücüne ikna olmak ister. Lider kişinin, öncelikle savunulan davanın gerekliliğine insanları inandırması gerekir. Dün, bugün ve yarın arasında denge sağlamak zordur. Lider, geride bırakmak istemediğimiz bugünle, hayalini kurduğumuz yarın arasında köprüler kurandır. Bizi de, bu köprüyü geçebileceğimize ikna ve teşvik eder. Çözüm ve uyum süreçlerini başlatan, yöneten ve kolaylaştıran insanlardır. Bu nedenledir ki, önderlikleri onaylanır.' '3 liderde Kürtler nezdinde önemli bir yere sahiptir' Newroz kutlamalarında, milyonların huzurunda Kürtlerin üç lideri olduğunu ve bu üç lidere de minnet borçlu olduğunu ifade ettiğini kaydeden Zana, savunmasında şunları dile getirdi: 'Savcılık makamı iddianamede Sayın Barzani ve Talabani'yi siyasal konumları dolayısıyla değerlendirme dışı tutmuşlar. İddia makamına hatırlatmak isterim ki, daha düne kadar Sayın Talabani ve Barzani de bugün Sayın Öcalan'ın maruz kaldığı ithamlarla anılıyordu. Her birinin etki alanı farklı olsa da, her 3 lider de, Kürt halkının duygu ve düşünce dünyasında önemli bir yere sahiptir. Hiçbiri diğerinin alternatifi değildir. Farklılıkları birlikteliğe dönüştürme becerisi gösterdikleri içinde halkımız kendilerini minnetle anmaktadır.' 'Halkım şahsında bir hakkı teslim ediyorum' 'Tarihin dahi unuttuğu ulusu yeniden uyandıran bu çabanın sahipleri elbette minnetle anılacaktır' diyen Zana, 3 liderin fikirlerinden büyük bir çoğunluğun etkilendiğini söyleyerek, 'Kürtlerin söz konusu 3 lideri değer olarak kabul etmesi kaçınılmaz ve doğaldır. Dile getirmek istediğim halkımızın şahsında bir hakkın teslimidir' dedi. Liderlerin tarih sahnesine toplumsal ihtiyaçların çağrısıyla geldiğine vurgu yapan Zana, 'Bilinmelidir ki, on yıllardır yaşanan çatışmaya rağmen Türk ve Kürt halkları karşı karşıya gelmemişse bunda Sayın Öcalan'ın üstlendiği rol büyüktür. Bu rol, aynı zamanda onurlu, adil ve kalıcı barışın da teminatıdır. Toplumun değişim denilen tarihsel yolculuğa hazırlanılması, doğru zamanda doğru kişilerin önderlik etmesiyle mümkün olur' şeklinde konuştu. 'Kürtler Öcalan'ı Halk Önderi olarak görüyor' Kürtlerin Öcalan'ı 'Kürt Halk Önderi' olarak kabul ettiğini defalarca hem sözlü, hem de yazılı olarak dile getirdiğini belirten Zana, 'Halkımızın nezdinde nasıl ki Kürtçe konuşmak, Kürdistan ya da Sayın Öcalan demek suç değilse, bu davaya inanmak suç değildir. Öncüsüne sahip çıkmak da, insani, vicdani, ahlaki ve siyasi bir sorumluluktur. Bu bağlamda 'PKK halktır, halk burada' sloganıyla sokaklara dökülen milyonlarca yurttaşımızın çığlığından süzülen mesajı doğru okumak gerekir. Kürt halkının barış, özgürlük ve eşitlik istemlerini 'terörizm'le tanımlamak halkımızı incitmektedir' dedi. Savaşın olduğu yerde barışın da olacağını belirten Zana, 'İsrail Başbakanı Sayın İshak Rabin'in yıllarca 'terörist' dediği Sayın Yaser Arafat'la barış bildirisini okuması, Güney Afrika Devlet Başkanı Sayın De Klerk ve Mandela'nın 300 yıllık beyaz egemenliğine son veren cesaretleri belleklerde olup, hala saygıyla anılmaktadır' diye ifade etti. 'Bundan sonra savunma yapmayabilirim' Zana, savunmasının sonunda önemli bir kararın eşiğinde olduğunu ifade ederek, 'Açıkça söylemek gerekir ki, bu yargılama sürecinden sonra 'suçlama' ne olursa olsun duruşmalarda savunma hakkımı kullanmama kararını değerlendiriyorum. Artık birbirimizi tekrar etmenin anlamsızlığına inanıyorum. İnsanlarımızın düşüncelerinden dolayı şüpheli, sanık ya da mahkum olmayacakları zihniyet evrimini tamamlamış bir ülke diliyorum' diyerek önümüzdeki yargılamalarında savunma yapmayacağının sinyalini verdi. Mahkeme hem ceza verdi hem de suç duyurusunda bulundu Savunmaların ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti, Zana'yı yaptığı konuşma nedeniyle TMK'nin 7/2 Maddesi uyarınca 'Yasadışı örgüt propagandası yapmaktan' üst sınırdan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Zana'ın pişmanlık duymadığına kanaat getiren mahkeme, indirim uygulamadığı cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verdi. Mahkeme, Zana'nın yaptığı yazılı savunmayı da 'Savunma sınırını aşan ve suç teşkil eden açıklamalar' olduğu gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. DEP eski Milletvekili Zana, 2007 yılında Fuar Alanı'nda düzenlenen Newroz mitinginde yaptığı konuşmada 'Kürtlerin 3 lideri vardır. Bunlardan ilki, beni çok iyi dinleyin. Bu üç Kürt lideri, barış kardeşlik için Kürtlere yaklaşıyorlar sizde biliyorsunuz. İlki Mam Celal; o bugün Irak Devlet Başkanıdır. Kürt lideri ve hepimizin kabul gördüğüdür. İkincisi de Kek Mesut; Kürdistan Bölge Başkanı. Üçüncüsü, sizin hepinizin sürekli dile getirdiği, Kürt Lideri Başkan Öcalan'dır. Ben her bu üç lidere de minnetlerimi dile getiriyorum, çünkü onlara, milletimizi bu güzel ve coşkulu güne getirdikleri için minnettarım' demişti. VELİ AY / DİYARBAKIR (DİHA)
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment