İngiltere Parlamentosu'nda dün (19 mayıs akşamı) saat 19:00 ile 21:00 arasında düzenlenen bir toplantıda konuşan DEP eski milletvekili Leyla Zana, 'Türkiye'de sadece medyaya degil, Kürdün bütün varlığına karşı baskı var. Geçen gün mahkemedeydim..." dedi. Leyla Zana: Avrupa'dan Türkiye'ye baskı yerine katkı lazım Yaşar Karadoğan/ İngiltere Parlamentosu'nda dün (19 mayıs akşamı) saat 19:00 ile 21:00 arasında düzenlenen bir toplantıda konuşan DEP eski milletvekili Leyla Zana, 'Türkiye'de sadece medyaya degil, Kürdün bütün varlığına karşı baskı var. Geçen gün mahkemedeydim. Bana yapılan suçlamalara karşı, 'ben senin anayasanda yokum ki, suç işlemiş olayım. Olmayan bir şey nasıl suç işler?dıye söyledim.' dedi... Leyla Zana İngiliz parlamentosundaki toplantıya girişte ve toplantı sonunda ayakta dakikalarca alkışlandı. Toplantıyı çogunluğu Kürd, bazı Ermeni akademisyenler, İrlanadalı ve İngiliz izleyicilerin dahil olduğu 150-200 dolayında kişi izledi. İngiliz parlamenterler ve Lordlar Leyla Zana"yı Londra'da görmekten duydukları memnuniyeti dile getirdiler, İngiltere'nin AB'den sorumlu bakanının Leyla Zana'ya görüşme randevusu vermemesini eleştirdiler. Leyla Zana: Avrupa'dan Türkiye'ye baskı yerine katkı lazım
Yaşar KARADOĞAN
İngiltere Parlamentosu'nda dün (19 mayıs akşamı) saat 19:00 ile 21:00 arasında düzenlenen bir toplantıda konuşan DEP eski milletvekili Leyla Zana, 'Türkiye'de sadece medyaya degil, Kürdün bütün varlığına karşı baskı var. Geçen gün mahkemedeydim. Bana yapılan suçlamalara karşı, 'ben senin anayasanda yokum ki, suç işlemiş olayım. Olmayan bir şey nasıl suç işler?diye söyledim' dedi.
Toplantı dilinin Kürdçe olması yapılan oylama sonucu belirlendi. Leyla Zana sorulara ise Türkçe cevap verdi. Toplantıda Ali Manaz (Kürdçe-İngilizce) ve Andrew Penny (Türkçe-İngilizce) çevirmenlik yaptılar..
Açılış konuşması Lord Hamilton ve milletvekili John Austin tarafindan yapılan toplantıda İşci partisi milletvekili Jeremy Corbyn ve milletvekili O'Donnel ve KHRP direktoru Kerim Yıldız'da birer konuşma yaptılar.Leyla Zana konuşmasında, 'Kürdler tarihleri boyunca yaşadıkları ülkelerde isteklerine ulaşamadı. Bunun iki nedeni vardı. Kürdler ya bulundukları ülkelere inanmışlar, ya da Avrupaya yaslanmışlar. 21. yuzyılda Kürdlerin Kürdlere bakışı değişti. Kürd, Türk ve Avrupa'nın çıkarları çakışıyor. Bu benim için makul ve tarihsel bir yoldur. Anayasa değişikliği yapılırsa Kürdler de AB yasalarından yararlanabilir. Çözüm için zemin lazım. Bu zemin de anayasanın değiştirilmesidir. Bu anayasaya göre, Türkiye'de, Kürdlerden ve haklarından kim bahsediyorsa hakkında dava açılıyor ve hapse atılıyor. Kürdler Türkiye'ye de Ortadoğuya'da yaslanabilir. Halkımız bu 10 yıl içerisinde karanlık yolu istemediğini, AB'yi istedigini gösterdi. Ülkedeki halkımızın fikri berraktır. Ama Avrupa'da, diasporada yaşayanlarda böyle değil.Halkın menfaatine göre bir politika lazım. Bu sadece benim değil, halkında görüşüdür. Bir devlet Kürd sorununa ilgi duyarsa, bir başka devlet Türkiye'ye yaklaşıyor. Avrupa'nın Kürd politikası berraklasmalıdır. Şahısların ve örgütlerin çıkarları halkın çıkarlarının önünde olursa halk bundan zarar görür. Hayatım boyunca devletlerin politikalarına inanmadım, çünkuü devlet politikaları çıkarcı ve değişkendir. Ama halkların kardeşliğine inanıyorum. Çünkü halkların vicdanı vardır. Dostlarımız Türkiye'nin baskıcı yönlerini dillendirdiler. Ben baskıyı yaşayan biriyim, ama mağduriyet politikasını sevmiyorum. Bütün baskının temel nedeni 12 eylül anayasasıdır. Değişiklik için anayasa ilk adımdır. Dostlarımız benim özgürleşmem için büyük çaba harcadılar, ama toplumun özgürlüğünü öne almak lazım. Benim ulusumun birçok talebi var. Türkler, Kürdler, Lazlar ve diğer etnik gruplar demokrasiden mahrum yasıyor. DTP de iktidara gelse kim olursa olsun, anayasa degişmeden birşey değişmez.
Kürdler varoluş mücadelesi verirken, bir statü elde etmek isterken ya dışa umut bağladılar, ya da hiç bir şey istemeden bulundukları devletlere inanıp yaslandılar. Bu da onları ya isyana, ya teslimiyete götürdü. İçinde bulunduğumuz yüzyıl ne isyanı, ne de varolma hakkının inkarını kaldırmaz.'Leyla Zana, Türkiye'de zihniyet değişikliği gerektiğini de söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti:'Bu zihniyetin değişmesi için dostlarımıza baskı degil, katkı diyorum. Dostlarımız Türkiye'ye baskı derse inatlaşabilir, birlikte yapalım derse esnekleşebilir. Birlikte gerçek demokrasiyi inşa edebileceğimize inanıyorum. İnsanların kendilerini rahatlıkla ifade edebilmesi için anayasa değışikliği lazim. O zaman halkımız hangi modeli isterse, otonomi mi, federasyon mu, ya da hiç bir şey mi istemiyor belli olur. Ve bu iradeye saygı duyulur.'Leyla Zana, İran ve Suriye ile ilgili olarak ise şunları söyledi:'Orada da rejim sorunu var. Bütün sorunların altında diyalogsuzluk yatıyor. Doğru tarzda diyalog kurulmalı. Ben dünya göruşü olarak savaşı hiç bir zaman sevmiyorum. Kürdler hiç bir zaman imhacı ve baskıcı olmadılar. Kürdler terorist olamaz. Sadece bir halkın mücadelesi olarak gormek lazım. Eger insanlar köşeye sıkıştırılırsa kendisini savunmak zorunda kalır.''ŞANS KULLANILMADI'
Leyla Zana 1999 yılında PKK'nin ilan ettiği ateşkese de değindi ve şöyle konuştu:'1999'da sayın Öcalan'ın başlattığı bir süreç vardı ve yeterince dikkate alınmadı. Türkiye hükümetlerinin önünde büyük bir fırsat vardı. İran ve Suriye'ye de aynı şeyler söylendi, ama hiç kimse diyaloga yanaşmıyor. Ortadoğu'nun trajedisi de budur, ölmesini biliyorlar ama yan yana yaşamasını bilmiyorlar.'Leyla Zana bir çok soruya zaman yetersizliği nedeniyle cevap veremediğini öne sürerken, DTP ile ilgili bir soruya ise şu cevabı verdi:'DTP mücadelenin tümü değildir, bir parçasıdır. Kürdlerin gerçek arzusu onurlu bir barıştır.'Ermeni soykırımı konusunda sorulan bir soruya ise Leyla Zana şu cevabı verdi:
'Ermeni sorunu ile ilgili bir soru gelmiş. İnsallah bu yüzyılda böyle bir şey olmaz. Geçmişe takılıp kalmamalı. Sağ geçmişe bağlı kaldı, sol çok öngörüde bulundu. Bu nedenle ani yitirdiler. Tekrar olmamalı bu yüzyılda.''80 yıllık Türk eğitim sisteminin Kürdlerin varlığının inkarı üzerine kurulu olduguna' da dikkat çeken Zana, 'bu zihniyetin değişmesi kolay değil. 15 yıl öncesine kadar varlığını kabul etmediği Kürdü bugün eşit düzeyde nasıl kabul edecek' dedi.
25 Mayıs'a kadar Londra'da kalacak Leyla Zana SOAS Universitesinde bir toplantıya ve ayrıca Hukukçular Birligi'nin düzenleyeceği bir seminere katılacak.
0 Yorum:
Post a Comment