Prof. Westrheim, PKK, “terör örgütü listesi”nden çıkarılmadığı müddetçe sorunun çözümü konusunda önemli bir adımın atılamayacağını belirtti. Prof. Kariane Westrheim, ABD’nin haksız yere PKK’yi “Uluslararası Terör Örgütü” listesine dahil etmesinin Türkiye tarafından sonuna kadar kullanıldığını söyledi. Westrheim, “Türkiye bu süreçten sonra Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı meşru gördü ve baskılarını “terörizmle mücadele” adı altında yoğunlaştırdı” dedi. Weltsichten editörü Hans Branscheidt ise Kürt sorunu konusunda sınıfta kalan Avrupa’nın, Türkiye’ye Kürtlere karşı savaşta cesaret verdiğini söyledi. Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Uluslararası Basın Merkezi’nde dün “Kürtler ve Uluslararası Antlaşmalar” adlı bir basın toplantısı düzenlendi. “Uluslararası Savunma” adlı insan hakları örgütü tarafından düzenlenen toplantıya, Uluslararası Savunma Örgütü Başkanı Widad Akrawi, Prof. Michael Gunter, Editör Hans Branscheidt ve Prof. Kariane Westrheim katıldı. Toplantıda ilk söz alan Uluslararası Savunma Örgütü Başkanı Widad Akrawi, Türkiye’deki Kürtlerin durumuyla ilgili bir konuşma yaptı. 80 yıldır Türk devletinin baskısı altında yaşayan Kürtlerin siyasi ve kültürel haklarının devlet tarafından sürekli ulusal güvenlik konusunda bir tehdit olarak algılandığına dikkat çeken Akrawi, “Kürtler barış konusunda bir çok aktivitelerini geliştirmiş ve kendini meşru anlamda savunmayı öğrenmiştir” dedi. ABD’nin Kürtleri sınıflandırması Akrawi’nin ardından söz alan Prof. Michael Gunter, ABD’nin terörizm tanımlanmasını eleştirerek, “ABD Kürtlerleri ‘iyi ve kötü Kürtler’ olarak sınıflandırmıştır. PKK’yi kötü Kürt olarak değerlendirirken, kendisiyle işbirliğine hazır olan Kürtleri de iyi Kürt olarak görmüştür” dedi. Türkiye’deki ceza kanunlarının aşırı milliyetçi zihniyetine işaret eden Prof. Gunter, yasaların özellikle Kürtlerin bir çok temel haklarını ve değerlerini ceza kapsamında değerlendirdiğine de dikkat çekti. PKK’nin çözüm çabaları Prof. Gunter’in ardından söz alan Prof.Kariane Westrheim, PKK’nin Kürt sorunun barışçıl yollarda çözümü için beş defa ateşkes çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Westrheim, PKK’nin tüm iyi niyet ve çözüm çağrılarına rağmen, Türk devletinin bunu görmezden geldiğini belirtti. PKK’nin 11 Eylül’den sonra ABD tarafından “Uluslararası Terör Örgütü” listesine dahil edildiğini anımsatan Westrheim, “Türkiye bu süreçten sonra Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı meşru gördü ve baskılarını ‘terörizmle mücadele’ adı altında yoğunlaştırdı” dedi. Avrupa sınıfta kaldı Westrheim’in ardından Dünya Bakışları (Weltsichten) adlı insan hakları dergisinin editörü Hans Branscheidt söz aldı. Branscheidt, Avrupa’nın Kürt sorunu konusunda sınıfta kaldığını belirterek, Avrupa’nın, Türkiye’ye Kürtlere karşı savaşta cesaret verdiğini söyledi. Branscheidt, “Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için Türkiye’ye daha çok baskı uygulaması gereken Avrupa, bugün baskıcı politikalara bilinçli-biliçsiz şekilde dahil olmuştur” dedi. Konuşmasında, Türkiye’nin askeri harcamalarına da dikkat çeken Branscheidt, “Tüm bu alınan silahlar Kürt halkına karşı savaşı yürütmek için alınmıştır” diye konuştu. ‘Terör listesi’ zarar veriyor Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. “PKK’nin terör örgütü listesinde yer almasının Kürt sorununa nasıl bir etki yaratacağı?” sorusu üzerine Profesör Westrheim, PKK, “terör örgütü listesi”nde çıkarılmadığı müddetçe bu sorunun çözümü konusunda önemli bir adımın atılamayacağını belirtti. Editör Branscheidt ise savaşı yürüten taraflar arasında barış ve diyalog sürecinin başlatılması için bir çok ülkede deneyimlerin mevcut olduğunu söyledi. Branscheidt, “Ortadoğu’da barış sürecinin yeniden başlatılması için HAMAS ve Hizbullah gibi örgütlerle görüşmeler yapıldı. Yine Taliban güçlerine dolaylı yollarda çağrılar yapıldı. Sorunun, barışçıl ve demokratik anlamda çözülmesini isteyen PKK ile bu konuda diyaloga girmenin çok zor olmayacağını düşünüyorum” dedi. DEVRİM AKÇADAĞ/ ANF/BRÜKSEL YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment