Gönderen: Rizgarionline Tarih: 18.08.2007 Saat: 09:18 Rizgarî Online/(*)Yeni teori-formül şu; ABD, hem PKK hem de İran sorununu çözmek için ‘tek’ formüllü bir solüsyon düşünüyor. Kendi akılları da henüz tam yatmış değil ama.. Türkiye ve ikna edeceği Suriye, Musul ve Basra’ya asker gönderirse hem Ankara’nın PKK sorunu sona erer hem de Washington’un İran sorunu. Akıl almaz bir iş gibi duruyor ama bakın ilginç ve ‘yok artık’ dedirten detaylar nasıl? Musul ve Basra, hem ABD hem İngiltere çok önemli iki bölge. Ancak uzun süren savaş ve iki ülkedeki muhalif hareketler bölgede yeterince güçlü davranmasını önlüyor bu ülkelerin. Çok bilindiği üzere asker azaltımları dahi gündemde. Bu bir gerçek ama her iki bölgenin hassasiyeti düşünüldüğünde “imkansız” gibi görünüyor. Bu sıkışıklığı aşmanın bir çözüm formülü olarak şimdi, “Türkiye’nin Suriye ve Arap devletlerinden Irak’taki barış gücüne katkıda bulunmalarını istemesi” akla geliyor. Amerika’da bu formülü geliştirenlere göre, Türkiye terörist PKK’yı Musul dışında kalması, İran’ı da Basra dışında kalması için uyarmış olacak! Ankara bu öneriyi kâale alır mı bilinmez ama yine böylece, başından beri Türkiye’nin önem verdiği Irak’ın toprak bütünlüğünü güvenceye alınabilecek. Bu cin fikrin yaratıcıları PKK’nın Kuzey Irak’tan bir Kürdistan yaratma, İran’ın da Irak’ın güneyinde bir Şiistan yaratma planlarından vazgeçeceğini düşünüyor. O kadar kolay mı? Yine bu formüle göre Türkiye, Basra’ya asker gönderirse; İran’ı, ABD askerlerinin, Irak’ın tek büyük limanı Basra üzerinden çekilmesine karışmak gibi bir niyetinden-tabi varsa-caydıracak. Teori sahipleri bu halde Türk hükümetinin elde edeceği avantajları da sıralıyorlar; Türkiye güçlerini Basra ve Musul’a konuşlandırırsa, Başbakan Erdoğan, PKK ve İran’ı birer tehdit olmaktan çıkarıp Türkiye Kürtlerine daha fazla esneklik göstermek konusunda pazarlık konumunu güçlendirecek, Türk ordusu ve milliyetçilerinden gelen desteği muhafaza edecek ve Basra’yı ABD askerlerinin çekilmesi için güvenli hale getirecek! Burada artık not düşmek gerekiyor ki, bu planın asıl amaç ve hedefi yukarıdaki paragrafın son satırı. Yani ABD için can damarı olan Basra’nın güvenliğinin Türkiye’ye yıkılması ve ABD’nin aradan sıyrılıp gitmesi. Tabii Basra gibi bir bölgenin askeri sorumluluğunun başta Türkiye olmak kaydıyla bazı Arap ülkelerine bırakılması son derece heves uyandırıcı bir “havuç” ama kimsenin bu numarayı yutması da mükün değil. Hele 1 Mart tezkeresine bile onay vermemiş Ankara’nın! Velev ki Türkiye böylesi bir plana sıcak baktı. O halde ne yapması gerekiyor? Bunun yanıtı da Washington’un derin mahfillerini Beyaz Saray’a bağlayan dehlizlerde düşünülmüş. Prosedür şöyle; Türkiye ABD’ye, Türkiye’nin ABD güçlerini desteklemek için Musul’a, İngiliz güçlerini desteklemek için de Basra’ya barış gücü birliği göndereceğini bildirecek! Yine Türkiye Suriye ve Arap devletlerinden Musul ve Basra’daki Türk barış gücüne katkıda bulunmalarını isteyecek. Bu adımla PKK’ya Musul’dan, İran’a da Basra’dan uzak durması için sert bir uyarıda bulunulmuş olacak. Böylece yine Türkiye başından beri savunduğu Irak’ın toprak bütünlüğünü korumuş olacak. Son olarak da Musul’da Türklerle Arapların varlığı Kürt devlet başkanı Barzani’yi PKK’yı kovmaya ikna edecek. Hatta böylece ABD’nin Kuzey Irak’taki PKK’ya operasyon yapması gibi pek sıcak bulunmayan bir olasılık da ortadan kalkacak! Görüldüğü gibi herşey düşünülmüş. Bu formül bölge ülkelerinin veya Türkiye’nin önüne “resmen” sunulmuş değil. Biz kalırsa hiç sunulmasa da olur. Çünkü Türk Dışişleri ve Silahlı Kuvvetler bu öneriye, diplomatik teamülleri unutarak kahkahalarla karşılık verebilir. Kahkahalara donduracak tek şey ise, bu denli tehlikeli, Ankara’yı bölgedeki birçok ülke ve başta İran’la karşı karşıya getirecek, ABD ve İngiltere’nin yerine bölgeye askerlerini sürebilecek böylesi bir formülün zikredimesi! * iyibilgi /Ankara/ 17 Ağustos 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment