Kurdistan-Post Türk sahnelerinin ünlü aktörü Genco Erkal’ın oynadığı ’’Durdurun Dünyayı inecek var’’ adlı oyununu çok yıllar önce İstanbul’da seyretmiştim. Sonra Berivan ilkokulda iken Dünya küresine bakarak ‘’baba bu okyanuslardaki su nasıl boşluğa dökülmüyor’’ diye sormuştu. Aklımın yettiğince ona izah etmeye çalışmıştım. Şimdi çıldırmış bir dünyayı durduracak bir güç var mı onu bilemiyorum. Yazı yazmak, yorum yapmak çok güç, dakikalar boyu her şey değişiyor. Dünya Kürtleri ve Kürdistan’ı konuşuyor. Türkiye-İran denklemi, İran Kürt denklemi... Türkiye Irak denklemi... Kürdistan Türkiye denklemi... Güney Kürdistan, Arap, Fars denklemi. Diyarbakırların dediği gibi, ayıp olmasın ama fakültede yüksek matematik dersinden çok iyi bir notla geçtim, ama bu üç bilinmeyenli-dört bilinmeyenli denklemler çözülmüyor. Sayın Mesud Barzani haklı olarak, “Türkiye bana PKK’ yi topla teslim et diyor, beni tanımıyorsun, hatta benimle konuşmuyorsun peki ben sınır bekçisi miyim ?” diyor... PKK’ yi Güney yaratmadı, siz yarattınız, neymiş efendim terörmüş... Şeyh Said zamanında, Ağrı’da, Dersim’de PKK mi vardı? Ama yine katliam yaptınız. Geçen sene İstanbul’daki Barış Konferansında Yaşar Kemal, ‘’Bunlar Gerillanın adını terörist koymuşlar’’ dedi. Nerede ise bütün Türkiye Yaşar Kemal’in üstüne yürüyecekti. Alçaklığın ölçüsü yok. Tamam, diyelim PKK terörist! Peki görüştüğünüz başka Kürt var mı? Bizi toptan topun ağzına koymanız yüz yıllık bir zamandır. Başarılı değilsiniz, inkar geri tepti, Kürtler uyandı PKK olmazsa başkaları olacak. Gelin bu işi görüşerek barış içinde halledelim diyen her kese düşmansınız, bu çıkmaz sokaktır. Kırşehirli Kürt Osman Bölükbaşı’nın oğlu Deniz Bölükbaşı, dışişlerinde etkin bir diplomat olarak Irak’ta da görev yaptıktan sonra, MHP’den Milletvekili olarak şimdi Kürt düşmanlığı yapıyor. Kırşehir Kürtleri Osman Bölükbaşı’na oy verdikleri için Kırşehir Vilayet iken kaza yapılmıştı, ondan bile utanmıyor. Suriye asıllı bir Arap olan Hüsnü Mahalli, hanımını ameliyat ettirecek imkanı olmadığı için gelip beni buldu. Bir Kürt Doktor ( Erhan Güner-Muşlu) hanımını ameliyat ederek bir kuruş bile almadı. Şimdi Türk Televizyonlarının faşist kanallarında çok açık bir şekilde Kürt düşmanlığı yapıyor. Barzani ve Talabani’yi sık ziyaret etmesi maksatlıdır. Daima Kürtleri ABD aleyhine kışkırttıran Neo-Saddamist biridir. Özgür Gündem yayınladığı dönemde bizim Ankara bürosunda muhabir olarak çalışan Mustafa Erdoğan, General Çevik Bir’in ‘’Maydanoz’’ adlı şirketinde, “MHP’li kardeşlerimizle ahenk içinde çalışıyoruz. Üstelik benim Aşiret’im PKK’ ye en büyük darbeyi vuran Aşirettir!” dedikten sonra, onun gibi Kürtlüğü sinema ve Tiyatroda sulandırarak satan kardeşi Yılmaz Erdoğan da Mehmetçik Vakfına çuvalla para bağışlıyor. Doğu Perinçek’in yanından Gündem’e transfer olan ve bizde bir müddet yazı işleri Müdürlüğü yapan Merdan Yanardağ, şimdi bir Televizyon kanalında yeni efendilerine yaranmaya çalışıyor. “Aysel Tuğluk’un Başkan’ı olacağı partiyi öpüp başıma koyacak değilim” dediğimde, Kürt delilerinin vagonunda yer alan biri, Yaşar Kaya yeni partiyi ihbar ediyor diyen deli, Aysel Tuğluk “M. Kemal sembolümüzdür, Güney Kürdistan Misak-i Milli içindedir,” dediğinde; Acaba bu şahsın yüzü kızardı mı? Yaşadıkça hem Kürt hem de Türk devşirmelerin akıbetini göreceğiz, biz sahtelikleri unutulmasın diye tarihe not düşüyoruz. Bülent Ecevit nasıl devlet adamı oldu? diye soranlara söyleyelim: Babası Fahri Ecevit, Ankara Dil Tarih- Coğrafya Fakültesinde ders veren Muzaffer Şerif Başoğlu, Behice Boran, Perter Boratar gibi ilerici aydınları gizli devlete İhbar eden adamdır. Bu günlerde denklem çözmektense, Mehmet Uzun hayatta iken kendisine küfredenlerin daha sonra rezilce timsah gözyaşları dökmelerinin iki yüzlülüğünü yazmak galiba daha iyi
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment