Gazeteci-yazar Ragıp Duran, Orhan Doğan'a 'terörist' sıfatını yakıştıranların, basında yayınlanan 'Lahika-1' belgesinde de kendilerini ifşa ettiklerini belirterek, 'O belgede de Kürtlere yönelik silahlı taciz öngörülüyordu. Burada hedef öldüğü için 'hukuki taciz'le yetinmişler anlaşılan. Bu olay Orhan Doğan'a daha fazla sahip çıkmamız için bir çağrıdır aslında' dedi.
Gazeteci-yazar Ragıp Duran, DEP eski Milletvekili Orhan Doğan'ın ölüm yıldönümü anma etkinlikleriyle ilgili haberler gerekçe gösterilerek Gelecek Gazetesi'nin kapatılmasına tepki gösterdi. Orhan Doğan'ın Kürt siyaset ve düşünce dünyasının emsalsiz temsilcilerinden biri olduğunu belirten Duran, 'Anlaşılan aramızdan ayrıldıktan sonra da, hala bazı kesimlerin hedefi olmayı sürdürüyor' dedi. Doğan'ın Cizre'deki cenaze törenine 100 bini aşkın insanın katıldığını hatırlatan Duran, Doğan'a 'terörist' sıfatını yakıştıranların, aslında basında yayınlanan Genelkurmay'ın 'Lahika-1' belgesinde de kendilerini ifşa ettiklerine dikkat çekti. Duran, şöyle devam etti. 'O belgede de Kürtlere yönelik silahlı taciz öngörülüyordu. Burada hedef öldüğü için 'hukuki taciz'le yetinmişler anlaşılan. Bu olay Orhan Doğan'a daha fazla sahip çıkmamız için bir çağrıdır aslında. Gazete yasaklamakla halkın Orhan'a sevgi ve saygısı azalmaz, belki de aksine artar. Gelecek yıl da Cizre'de, sonra da Ankara ve İstanbul'da Orhan'a yakışır etkinlikler düzenleyerek ve bu etkinlikleri medyaya en iyi, en doğru bir şekilde yansıtarak Orhan'a karşı görevimizi yerine getirebiliriz. Belki o zaman gazete yasaklayanlar utanır ve hatalarını anlarlar.' Duran, Kürt basını üzerindeki baskılara da değindi. 'Türkiye'de basın, siyasi ve/veya askeri-ideolojik iktidarın görüşlerine uygun yayın yaptığı sürece hürdür' diyen Duran, 'Ancak, başta Kürt meselesi olmak üzere, Ermeni meselesi, laiklik/şeriat ve özel olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Türkiye siyasetinde ve toplumundaki konumu ve rolü konularında -ki bu konular halen tabu niteliğini korumaktadır- Türk egemen medyası (Apoletli Medya) sorgulama, eleştiri ve karşıt görüşlere yer vermez. Sansürler, tahrif eder, gizler. Egemenler de zaten bu fikre karşı çıkışa, fikirle değil kimi zaman Ceza Kanunu ya da Basın Kanunu, kimi zaman da hakiki ya da sembolik şiddetle karşılık veriyor. 33 kez kapatma cezasına rağmen bu dört konuda herhangi olumlu bir gelişme sağlanabildi mi?' dedi. Duran, özgürlükçü bir siyasi ortam yaratılmadıkça gazetecilerin rahat çalışamayacağını vurguladı. ŞIRNAK - DİHA VEDAT YILDIZ
0 Yorum:
Post a Comment