Kaç gündür Ergenekon operasyonlarıyla yatıp kalkıyoruz. Tutuklanan emekli generallere bakıyorum, hiçbiri Büyükanıt veya 12 Eylül celladı Kenan Evren’den daha suçlu değil. Şemdinli’de yakayı ele veren Büyükanıt hala genelkurmay Başkanı ve emekli generallerin tutuklanmasına onay verenlerin başında geliyor. Türk sisteminin kendi içine yönelik bu kaçıncı operasyonu? Kaçıncı darbesi? Kaçıncı iktidar numarası? Türk devleti=Ergenekon; Ergenekon=Türk devleti... Benim olup bitenlere ilişkin vardığım kesin sonuç budur. Okuduğu her cümle veya paragrafı anlamak bende bir tutkudur. Bir paragrafı veya cümleyi anlayamadığımda bundan iki sonuç çıkarırım. Ya algı gücüm zayıf ya da cümle veya paragraf yanlış kurulmuştur. Yirmi yaşlarındayken Marks’ın felsefe üzerine bir kitabını okumuştum. Marks, eleştirdiği bir felsefeciden bir paragrafı kitabına almıştı. On kez okuduğum halde paragrafı anlayamamıştım. Birkaç cümle aşağı indim. Marks: “Bu paragraftan bir şey anlamadınız değil mi?” diye soruyordu. “Anlamadınız diye üzülmenize gerek yok. Çünkü paragraf zaten bir şey anlatmıyor,” diye eklemişti. Kimse boşuna uğraşmasın, Eregenekon Operasyonlarından Kürt sorununun çözüm veya çözümsüzlüğüne ilişkin bir şey çıkarılamaz. Uluslar arası devletlerin kontrolünde olan Türk devlet şirketinin yöneticilerinin itibarı, suç derecesi veya geleceği o an için etkin olan güçlerin insaf ve düzenlemesine göre şekilleniyor. Türk devlet şirketindeki güç ve iktidar kavgası bizim kavgamız değil. Ergenekon Operasyonu dışında kalan askerler tutuklananlardan daha az suçlu değil. İran’daki Molla, Irak’taki Baas, Suriye’deki Esat ve Türkiye’deki Kemalist ırk rejimini yaşatma işi Kürtlere düşmez. 21. Yüzyılın başa bala rejimlerinden olan Türk ırk sistemini Kürtler istese de yaşatamazlar. Amerika ve AB’nin milyarlarca dolarlık para ve askeri malzeme hibe ederek bahtiyar kılamadıkları rejimi yüzde sekseni açlık sınırı altında yaşayan Kürtler istese de bahtiyar kılamaz. Osmanlının gerilemesine ve dağılmasına en çok Kürtler üzülmüştü. Fakat Osmanlıyı yaşatmaya güçleri yetmemişti. Türk Ergenekon devleti, yapı itibarıyla zaman içinde gözden çıkarılmış bir devlettir. Batı değerleriyle ve insanlıkla uyuşan hiçbir yanı yoktur. Yolsuzlukların, çetelerin, uyuşturucu işinin, hazine hırsızlığının, her hukuksuzluğun başında bir asker veya polis şefi bulunmaktadır. Birbirleriyle uğraşırken şimdilik güçleri ancak emeklilere yetmektedir. Fakat bazen Başbakan asabilmekte, bazen Cumhurbaşkanı zehirlemekte bazen de havadan ölü kuvvet komutanı indirebilecek kadar gözü kara olabilmektedirler. Kürt vatanını, özgürlük ve bağımsızlığını isteyen Kürdistanlı bir vatandaş olarak Türk devletine ilişkin görüşüm şudur: Türk devleti, Kürtlerin devleti değildir. Türk devleti, Kürt yurdunun ve halkının stratejik düşmanıdır. Bu devletin hakimiyeti altında yaşamayı savunmak, ona destek vermek ve onu kollamak faşizmin koltuk değnekçiliğini yapmaktır. Fakat Kürtlerin illa Türk devletini yıkma ve Türk halkını zaafa uğratma gibi bir dertleri de olmamalıdır. Güney Kürdistan Kürtleri Saddam rejiminin yıkılmasında çatışmalarda yer almadılar. Saddam’ın asılma merasimine katılmadılar. Kürt parti ve siyasetçilerinden istediğimiz şudur: Kuruluş yapısı itibarıyla çökeceği mutlak olan Türk ırk devletine destek olmayın... Eğer mutlaka Türk halkı ile birlikte yaşamak istiyorsanız, ırk rejimin yıkıntıları arasından boy verecek olan güler yüzlü insaflı Türklerle Irak’takine benzer yeni bir devlet kurmayı deneyin. Ama nolursunuz, umutlarımızı ve gücümüzü faşist bir sistemi reforma tabii tutmak gibi beyhude bir çaba içinde tüketmeyin... Kendinize ve halkınıza yazık etmeyin. Hasan Bildirici- www.kurdistan-post.org |
0 Yorum:
Post a Comment