DTP Amed Milletvekili Tuğluk: Hedik olayı ile köylerine dönmek isteyenlere gözdağı verilmek istendi. Başbakan olarak, ne yapacaksınız?
DTP Amed Milletvekili Aysel Tuğluk, Amed’in Lice İlçesi’ne bağlı Hedik Köyü’nün askerler tarafından taranmasını, ‘köylerine geri dönmek isteyenlere gözdağı verilmek istendi’ şeklinde yorumladı. Tuğluk, Başbakan Recep T. Erdoğan’ın, “Köylerin bir daha boşaltılmayacağına, geri dönenlerin huzur ve güven içinde köylerinde yaşayabileceğine dair başbakanlık düzeyinde kamuoyunu rahatlatıcı sözlü ya da yazılı bir açıklamanız olacak mı?” sorusunu yanıtlamasını istedi.
Tuğluk, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması isteğiyle verdiği soru önergesinde, 22 Ağustos’ta meydana gelen olayla ilgili olarak yaptıkları incelemede, köyün yarım saat süreyle özel tim mensupları tarafından rastgele, bazen hedef gözetilerek tarandığını, köyün 15 saat boyunca abluka altına alındığını hatırlattı. Son 25 yıldır 3 bin 500 köyün yakıldığını ve zorla boşaltıldığını, 3 milyondan fazla kişinin zorla yerlerinden edildiğini anımsatan Tuğluk, şunları kaydetti: “Vatandaşlarımız büyük şehirlerin varoşlarında yoksulluk, açlık ve sefaletle yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Hedik Köyü de 1988 yılında zorla boşaltılmıştı. 2000 yılından sonra görece çatışmaların azalmasıyla birlikte insanlarımız kısmen köylerine geri dönmeye ve ait oldukları yerlerde yaşamaya başlamışlardır. Hedik Köyü sakinleri de 2003 yılının ortalarında geri dönerek hem evlerde hem de çadırlarda kalmaya başlamışlardır.”
‘Olay aydınlatılmalı’
2003 yılında geri dönülen köyün akşam saat 18:00 civarında taranmaya başlandığını kaydeden Tuğluk, askerlerin önce “Yanlışlık oldu, kusura bakmayın!” dediğini, daha sonra köyü ablukaya aldığını belirterek, olayın büyük bir korku ve tedirginliğe neden olduğunu söyledi. Olayın aydınlatılmasını isteyen Tuğluk, şu soruların yanıtlanmasını istedi:
- Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte bölgede çalışmalarını yürüten asker, özel tim ve köy korucularının, OHAL dönemini aratmayacak düzeyde vatandaşlarımıza yönelik hukuksuzca davranışlarda bulundukları ve çok ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı, kimi zaman yaşam hakkı ihlali dâhil olmak üzere baskı ve korku yaratmak amacıyla benzer vakaların arttığını rapor ve belgeleriyle öğrenmekteyiz. Bunun önünü almaya dönük ülkenin Başbakan’ı olarak yasal ve idari bir tedbir alacak mısınız?
- İçinde korucuların, askerlerin ve özel timin bulunduğu kalabalık bir grubun hiçbir uyarı, ikazda bulunmadan rast gele evleri ve orada bulunan çocuklar dahil tüm insanları yarım saat süreyle ateş altında tutmuş olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Olay hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından bilgilendirildiniz mi?
- Bilgilendirilmişseniz eğer, olayın soruşturulmasına ve sorumluların açığa çıkarılmasına yönelik bir talimatınız olmuş mudur? Bakanlık herhangi bir inceleme de bulunacak mıdır?
- Bölgede özellikle son dönemlerde köylerine dönen ya da dönmek isteyen insanların üzerinde baskıların yoğunlaştığı, geri dönmeye çalışanların üzerindeki baskının arttığı gözlemlenmektedir. Hedik Köyü’ndeki bu son olay da bunu doğrulamaktadır. Bu geçmişte olduğu ve yapıldığı gibi gizli bir konseptin uygulamaları mıdır? Köye dönüşleri engelleme konusunda insanlar üzerinde baskı ve korku yaratılmak mı istenmektedir?
- Değilse, söz konusu bölgede görevli askeri yetkili ve köy korucularının keyfi, fiili ve denetimsiz uygulamaları mı vardır?
- Hedik Köyü’nü silahla tarayan asker ve korucuların olaydan sonra gayri ciddi bir biçimde ifade ettikleri gibi benzer “yanlışlıkların!” olmaması için TC Hükümeti’nin Başbakan’ı olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Köye dönüşleri teşvik etmek ve vatandaşların güvenli biçimde dönüşünü, yerleşmelerini ve yaşamalarını sağlamak için hükümet nezdinde bir çalışmanız var mıdır, olacak mıdır?
- Köylerin bir daha boşaltılmayacağına, geri dönenlerin huzur ve güven içinde köylerinde yaşayabileceğine dair Başbakanlık düzeyinde kamuoyunu rahatlatıcı sözlü ya da yazılı bir açıklamanız olacak mıdır? ANKARA YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
Vahşet itirafları:“Özel harekâtçı polis PKK’lı bir kadının ölüsüne tecavüz etti...”
‘Botlarımızın içi kan doluyordu’
Sivas'ta Ölenler, Yaralananlar, Kurtulanlar...
Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz
Bir askerden vahşet itirafları
Facebook'da ırkçı örgütlenmeler
Türk Polisi, veresiye meşrubat vermeyen esnafa saldırdı!
KCK, PKK ve KJB'den 15 Ağustos açıklaması
AKP'den işkence ye büyük tolerans
Vahşete karşı bir direniş ruhu: 14 Temmuz 1982
Küllenmeyen yangın: Sivas Katliamı
1925 KÜRDİSTAN HAREKETİNİ ANMA PANELİNE ENGELLEME
Polis, 12 yaşındaki çocuğun yüzüne sıcak su döktü..“Oğluma bunu yapanlar insan olamaz”
CDK, Kürtlere saldırıları Hitler dönemine benzetti
Aydın Dere Tarih bizden ne istiyor?
Tarihe Kazınmış Belgeler; Kürt Soykırımları
Kayıp yakınlarını fişlediler : Önce öldür, sonra fişle!
KÜRTLER İN ELİNE TUTUŞTURULMUŞ YENİ TOPİTOP ŞEKERİ YAHUDi DÜŞMANLIĞI
Halepçe, Qamışlo, Beyazıt ve Gazi katliamları protesto edildi
KCK, katliam yıldönümünde Suriye Baas rejimini kınadı
Vahşetin simge kızı 13 yıl sonra konuştu
İşte suç örgütü değil denilen TSK'nin vukuatları
Güçlükonak’ta 11 Kürt Öldürüldü [15 Ocak 1996]
Beytüşşebap Katliamı: Aileler Katliamcıların isimlerini biliyoruz
Beytüşşebap için Ankara’da düğmeye basıldı
'Askerler, hamile kadınların karnını deşiyorlardı'
0 Yorum:
Post a Comment