Üçüncü nesil Şeyhler ve AKP…

Üçüncü nesil Şeyhler ve AKP… Kürtlerden ve Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinden söz edildiğinde, şeyhlerden ve şeyhlik kurumundan bahsetmek bilimsel bir zorunluluktur…Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi ve şeyhlik kurumu; öylesine içiçe geçmiştirki, birinin varlığını anmadan diğerinden söz etmek neredeyse imkansızdır… Modern çağda; ilk Kürt ulusal kurtuluş hareketi olarak kabul edilen Şeyh Ubeydullah Nehri hareketi(1880) ve buna benzer hareketlerin tümüne yakın bir bölümü şeyhlerin önderliği altında gelişmiştir. Bu hareketler, Kürt ulusal aydınlanmasında yapıcı ve önemli işlevler görmüştür… Türkiye'de yapılan genel seçimlerden sonra AKP’nin oy oranını yükseltiği kuzey Kürdistan’da; şeyhlik kurumunun yeniden öne çıkarması, meseleyi yakından izlemeyi zorunlu hale getiriyor…Aslında bu konu, kısa bir yazının sınırları içinde ele alınmayacak kadar geniştir, ancak bazı genel tasnifler yaparak konuyu tartışmakta fayda vardır…. Birinci Nesil Şeyhler… Kürt milletinin ulusal kurtuluş mücadelesinin, bağımsız bir devletle sonuçlandırma uğraşı 1880 yılında, Şeyh Ubeydulah Nehri, tarafından başlatılmıştır…Şeyh Ubeydullah, İran ve Osmanlı devletleri boyunduruğunda tutulan Kürt milletini, kurtarmak ve bağımsız bir Kürt devleti kurabilmek için bayrak açmıştır…Kürt milletinin ve Kürdistan’da yaşayan diğer azınlıklarında toplu desteğini alan Şeyh Ubeydullah; başlangıçta büyük başarılar elde etmesine rağmen, İran ve Osmanlı devletlerinin kurduğu itifak sonucunda, yenilmiştir… 1900’lı yılların başında, Osmanlı devletinin dağıldığını gören, Kürtler 1914 -1915’te, Bitlis’te; Şeyh Şahabetin, Seyit Alican ve Mele Selim önderliğinde yeniden ayaklanmışlardır…Türk tarihçiler tarafından dini (islami) olarak gösterilmek istenilen bu ayaklanma, aslında milli bir direniştir…Direnişin önderleri, siyasal şiarlarında; Girit’i; Rumlara,(1898), Yemen’i; Araplara (1912), Libya’yı; bedevilere (1914) teslim eden Osmanlı yönetiminden, Kürdistan’ın da, Kürtlere bırakılmasını talep etmiştir. Yurtsever şeyhlerin bağımsızlık çabaları; güney Kürdistan’da Şeyh Abdulselam Barzani tarafından sürdürülmüştür (1914)…Bitlis direnişi ile aynı döneme tekabul eden Şeyh Abdulselam Barzani’nin direnişi sonuçsuz kalınca, Şeyh Mahmud Berzenci güney Kürdistan’da bağımsızlığını ilan etmiştir (1918)…. Kemalist ırkçı cumhuriyetin kurulduğu yıllarda; Kuzey Kürdistan tarihinde en köklü dönüşüm ise, 1925 yılında Şeyh Sait Efendi tarafından yapılmış ve Kürt milleti yeniden bağımsızlık savaşına başlamıştır..1925 direnişi, Kemalist ırkçı cumhuriyetin deşifresi ve 1515’lerde İdris’i Bitlisi’den bu yana gelen Kürt -Türk itifakının anlamsızlığını göstermek bakımından da bir dönüm noktasıdır…Bu direniş, kuzeyli Kürtlerin ulusal bilincini pekiştimiş ve direnişlerine süreklilik kazandırmıştır…( Ağrıdağı ve Dersim direnişlerinde 1925 direnişinin etkileri büyüktür…) İkinci nesil Şeyhler… Şeyh Sait, Ağrıdağı ve Dersim direnişlerinin yenilgisinden sonra, Kürdistan’da şeyh, seyit ve ağalara uygulanan amansız baskılar, şeyhlik kurumunu negatif olarak etkilenmiştir... İkinci nesil olarak ta adlandırabileceğimiz şeyhler den bazıları öz benliklerini kaybetmemek kaydıyla, süküneti tercih ederken, diğerleri; ırkçı Kemalist rejimle bütünleşme yolunu seçmişlerdir… Bu dönemlerin en olumsuz örneği Xerzan şeyhlerinin temsilcisi Kamuran İnan’dır…Uzun ömrünü ırkçı bir cumhuriyete hizmet etmekle geçiren Kamuran İnan, bununla yetinmeyip açıkça Kürt düşmanlığına yönelmiştir… Kürt benliğini koruyarak siyasal islama ya da sükünete yönelen şeyhlerin sayıları oldukça kabarıktır. Şeyh Abdurrahman Zapsu (Hakkari), Şeyh Ahmet Arvasi (Van), Şeyh Abdulkadir Kotan (Ağrı), şeyh Halid Gürpınar (Siverek), bunlardan bazılarıdır… Bu konuda; Şeyhlik kurumuyla biyolojik bağı olanların, bireysel özelikleri, karekterleri ve siyasal tercihleri, kimlikleri konusunda daha belirleyici olmuştur.. Mesela Şeyh Giyasettin Emre, türk ırkçılığına karşı açıktan mücadele yöntemini seçmemiş olsa da, Kürtlüğünden hiç ödün vermemiştir…Yine Şeyh Sait Efendi’nin torunlarından, A.Melik Fırat’ın tüm riskleri göze alarak, Kürt milletinin yanında yeralmasına karşılık, aynı aileden Ali Rıza Septioğlu, uzun yıllar görev yaptığı TBMM’de Kürt olduğunu beyan edebilme cesaretini gösterememişti.(Daha doğrusu herkesin bildiği bir gerçeği, ifşa edememişti…) Üçüncü nesil şeyhler... 1950’lerden sonra siyasal arenada bulunan ikinci nesil şeyhler, artık yerlerini üçüncü nesil şeyhlere bırakıyor…Günümüzde AKP’nin Kürdistan’da topladığı oy potansyelinin arkasında yatan etkenlerden birisi de, modern bir biçime dönüşmüş olan şeyhlik kurumunda aldığı destektir… AKP’nin Ağrı, Adıyaman, Bingöl, Elazığ, Urfa, Van ve Hakkari gibi Kürt illerinden çıkartığı milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu, köklü şeyh geleneğinden gelen ailelerdendir…TBMM’ine seçilen bu milletvekillerinin tavır ve durumları konusunda analiz yapmak henüz erken…Ancak Türkiye’de siyasetin hassas olduğu, yeni Anayasa’nın yapılandırıldığı bu günlerde, Kürdistan illerinden meclise seçilen vekillerin tutum ve tavırları; Kürt milleti tarafından ilgi ile izlenmektedir… Bu vekillerin; Kürtlerin gaspedilen ulusal-kültürel hakları konunusunda takınacakları tutum, Kürt milleti tarafından merakla beklenmektedir… Üçüncü nesil şeyhler; Kamuran İnan gibi; ırkçı ve zalim bir rejimden yana mı olacaklar yoksa Kürt milletinin; yeniden ezilip tartaklanmaması için, kürt kimliğinin, kürt dilinin, kürt kültürünün; Anayasal güvenceye kavuşturalmasından yana mı ?... Kürt milleti, ulusal kurtuluş mücadelelerine önderlik eden kutsal şeyhlerin kanlarının;Kürdistan topraklarında olduğunun bilincindedir…. Ama AKP’nin; Ağrı, Adıyaman, Bingöl, Elazığ, Urfa, Van milletvekilleri; dedelerinin, mezarlarının nerede olduğunu biliyorlar mı?... Bekleyip göreceğiz… 15-Eylül-2007 Battal Aziz.

0 Yorum: