İran ve Güney Kurdistan kartı

Ankara ABD'yle uzlaşmazsa ağır bedel ödeyecek Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, Türkiye'nin Güney Kürdistan yönetimine destek olması ve İran'a tavır alması gibi seçenekler üzerinde Washington'la uzlaşmazsa ABD'nin bunun bedelini ağır ödeteceğini söyledi. Devletin resmi politikalarına dönük eleştirileriyle bilinen USAK Başkanı Sedat Laçiner, kurumun internet sitesinde yer alan 'ABD ne istiyor? Türkiye ne anlıyor?' başlıklı stratejik analizinde Türkiye-ABD ilişkileri üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 1 Mart tezkeresiyle birlikte Türkiye-ABD ilişkilerini zora sokan bir başka sürecin de Ankara-Tahran-Şam yakınlaşmasında yaşandığına dikkat çeken Laçiner, bu ittifakı ve yol açtığı gelişmeleri şöyle özetledi: 'Türkiye'nin Suriye ve İran ile yakınlaşması Amerika tarafından Türkiye aleyhine notlar olarak kaydedilmiştir. 10'uncu Cumhurbaşkanı Sezer'in Şam ziyaretinde olduğu gibi Türkiye bu ilişkiyi Amerika'ya meydan okurcasına ayakta tutmuştur. İran tarafında da durum pek farklı olmamıştır: İki ülke arasındaki ilişkiler her alanda gelişme kaydetmiştir. ABD Tahran'a karşı tam baskı politikası izlerken İranlı diplomat ve siyasetçiler Ankara'da soluk almış, Türkiye Amerikan politikalarının altını oyan bir ülke olarak algılanmıştır. Gerginliğin zirveye çıktığı bir dönemde Türkiye'nin İran ile gaz anlaşması imzaladığını açıklaması bu bağlamda ilişkilere ciddi bir gerilim getirmiştir. Seçim öncesinde bir koz olarak kamuoyuna duyurulan açıklama daha sonra Dışişleri tarafından 'imzalanan henüz bir anlaşma değildir' şeklinde yumuşatılmaya çalışılsa da ABD'nin rahatsızlığı giderilememiştir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan'ın Amerikan topraklarında İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile el sıkışması bardağı taşıran son damladır. Unutulmamalıdır ki bu görüşme Ahmedinejad ABD'ye en sert tonlarda meydan okurken gerçekleştirilmiştir.' İran ve Güney kartı Türkiye'nin son dönemde karşılaştığı sorunların ABD'ye bağımlı bir politika izlemesinden ve her aşamada onun rızasını aramasından değil, tam aksine Washington'dan bağımsız bir politika izlemesinden, hatta zaman zaman meydan okur tarzda hareket etmesinden kaynaklandığını savunan Laçiner, 'Ancak sokaktaki, biraz da şekil verilen heyecan bu basit gerçeğin doğru okunmasına engel olmaktadır' dedi. ABD'nin Türkiye'den taleplerini iki başlık altında toplayan Laçiner'e göre; bunlardan birincisi Türkiye'nin Güney Kürdistan'daki oluşuma destek vermesi ve hatta hamiliğini üstlenmesi gerekiyor. ABD'nin ikinci talebi ise, özellikle İran konusunda Ankara'nın Washington yönetiminin yanında yer alması. Laçiner'in bu konudaki değerlendirmesi şöyle: 'Türkiye'nin her iki konudaki tam desteği hayati bir önem taşıyor. Çünkü ABD özellikle İran konusunda askeri araçları kullanmada eskisi kadar rahat değil. Konvansiyonel bir savaştan ziyade diğer araçlar ile İran'ı istikrarsızlaştırmak ve bu yolla yola getirmek Amerika için hem daha ucuz hem de daha etkili bir yol. Irak'ın ise kalıcı bir şekilde İsrail ve ABD için tehdit olmaktan çıkması gerekiyor. Yani Amerikan yaklaşımına göre sadece Arapların hâkim olmadığı ılımlı bir veya birkaç Irak kurmak şart.' Ankara uzlaşmazsa bedel öder Değerlendirmesinde 'Türkiye ABD'ye rağmen hareket etmeye devam ederse ne olur?” diye soran Laçiner, şu öngörülerde bulundu: “Eğer Türkiye-ABD ikilisi bir uzlaşmaya varamazlar ise Türkiye'nin de bedel ödetebileceği iddia edilmektedir. Elbette Türkiye bölgenin önemli bir ülkesidir ve 1 Mart Tezkeresi'nde olduğu gibi ABD'ye ödetilecek bedeller vardır. Ancak ABD'nin de ilişkileri gittikçe bozulan bir Türkiye karşısında sessiz kalacağını düşünmek zordur. Bu açıdan ilk maliyet terörün devam etmesi olacaktır. Üstelik bu konuda ABD'nin Türkiye'ye karşı herhangi bir ciddi operasyon yürütmesine de gerek yoktur. Türkiye'ye örtülü bir şekilde Irak'ın kuzeyinde sadece dağlarda olmak üzere operasyon izni vermek dahi yeterlidir. Irak sınırından 40-50 km içeride ve Kandil çevresinde, ve elbette Türkiye dağlarında PKK peşinde 'koşturacak' bir Türkiye'nin başarısız olmasını temin etmek çok da güç değildir.'

0 Yorum: