Kurdistan Haberleri - 10

Türk askeri Kürdistan’dan defol! - Türkische Armee raus aus Kurdistan!

Berlin'de yürüyüş: Türk askeri Kürdistan’dan defol Rizgarî Online-Berlin/ Türk ordusunun PKK’yi bahane ederek Federe Kürdistan bölgesini işgal ya da istikrarsızlığa sürükleme politikasını protesto amacıyla, Berlin Branderburg - Kürdistan Komitesi’nin düzenlediği yürüyüş bugün Almanya'nın başkenti Berlin'de saat:14:15’de başladı. Yürüyüşe yaklaşık 1 500 civarında bir katılım olurken, yürüyüş güzergahı boyunca Almanca ve Kurmancî sloganlar atıldı. Breidschedt Platz Gedächtnis Kirche’de başlayan yürüyüş, müzik eşliğinde coşkulu bir atmosferde Türk konsolosluğunun önüne kadar devam etti. Yaklaşık üç saat süren yürüyüşte en yoğun olarak haykırılan slogan ise Türk askeri Kürdistan’dan defol! - Türkische Armee raus aus Kurdistan! oldu.
Eyleme, yürüyüş güzergâhı boyunca ev, işyeri ve caddelerden yoğun bir şekilde alkışlarla destek verildi. Yürüyüş esnasında, Türklerden provakasyon amaçlı tacizler oldu. Ancak polisin müdahalesiyle provakasyon engellendi. Yürüyüş kortejinde bulunan bazı PKK’liler de komitenin tüm uyarılarına karşın KCK bayrakları açıp “Biji serok Apo” sloganı attılar. KCK’lilerin bu tavrı yurtsever kitle arasında dayatma ve provokasyon olarak nitelenip, yoğun tepki topladı. Pek çok kez kitle ile KCK’liler arasında tartışmalar da yaşandı. Komitenin duyarlılığı sonucu provokasyon çatışmaya dönüşmedi. Kürd, Alman ve Türk basını da yürüyüşü izledi. Yürüyüşte yer alan PDS Berlin milletvekili Giyasettin Sayan, Cihan haber ajansına verdiği mülakatta: “Kürd sorunun çözümü için Türk yönetiminin TBMM’de bulunan milletvekilleri, seçilmiş belediye başkanları ve bütün Kürd kurum ve organizasyonlarla görüşme yapıp, Kürdlerin ne istediğini sormalıdır. Bu organizasyonlar içinde PKK’de yer almalıdır, çünkü öteki Kürd organizasyonlarının yanı sıra PKK’de Kürd halkının desteklediği bir organizasyondur. Türk yönetimi Kürdlerin dil, kültür vb haklarını tanımalıdır. Sorun ancak bu şekilde çözülebilir.” Dedi.
Sayan ayrıca, “Türk yönetiminin Federe Kürdistan bölgesine savaş açmasına da karşı olduğunu” belirtti. Erdoğan ''Geçmişten ders almayanlar ABD dahil bölgede Türkiye'ye rağmen bir takım projeleri hayata geçirmenin peşinde."
CNN TÜRK-Erdoğan, Irak'ta ve Ortadoğu'daki gelişmelerde Türkiye'nin sürekli bir kenarda tutulmak istendiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, İstanbul'da, Türkiye İş Kadınları Derneği'nce düzenlenen "Geleceğe Bakış, Kazanılmış Dersler" konulu sempozyumun açılışında konuştu. Başbakan, "Terör ve yoksulluk sarmalı bütün dünyayı etkisi altına almış karabasan haline dönüştü. Bütün bunlar sadece bölge içinde kalmıyor. İnsanlığın bu karabasana teslim olmasını kabul edemeyiz. Çalışmaları kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi. Erdoğan, "Bizler terörle içiçe olan mücadelesini sürdüren bir ülke olarak bu işin acılarını çok iyi yaşayan bilen bir ülkeyiz. Bu konudaki mücadele kararlılığımızdan geri adım atmamız mümkün değil. Dostlarımızı bu mücadelede yanımızda görmek istiyoruz" diye konuştu. Başbakan ayrıca, "Terör örgütünü bu terör örgütüdür diye ifade eden ülkelerin teröristleri teslim etmemeleri anlaşılır değil. Bu samimiyet testini kaybetmektir. Samimi olsalar yapacakları iş bu teröristleri sahibine teslim etmektir. Bunu bugüne kadar hiçbir Avrupa ülkesi yapmadı" dedi. "Senin teröristin kötü, benim teröristim iyi mantığıyla bir yere varmak mümkün değil" diyen Erdoğan, "Bugün benim evim yanıyorsa, yarın senin evin de yanacaktır" diye konuştu.
Muş'taki 'ADD yürüyüşü' iptal edildi MUŞ (DİHA) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından Muş'ta organize edilen miting katılım olmayınca iptal edildi. Bölge illerinde öğrenci, memur, asker aileleri ve korucuların katılımı ile gerçekleştirilen PKK ve Kürt aleyhtarı gösterilerin bir halkası olan ve ADD tarafından organize edilen Muş'taki gösteri, katılım olmayınca iptal edildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yasaklamasına rağmen okullalardaki öğrencilerin yürüyüşe zorlandıkları, ancak buna rağmen katılmadıkları öğrenildi.
"Kürtler, bölgenin en çok haksızlığa uğramış bir milletidir... Müstakil bir devlet halini alamayacaklar"
Mahir Kaynak'tan iddialar. Eski MİT mensubu Prof. Mahir Kaynak, PKK konusunda çok farklı bir iddia gündeme getirdi. PKK"nın ABD tarafından kullanılmadığını, tam tersine Türkiye ile ABD"yi karşı karşıya getirmek isteyen güçlerin olduğunu söyledi. Haber7"de yayınlanan Sefer Turan"ın hazırlayıp sunduğu "Doğu Batı" programına katılan Mahir Kaynak, PKK"nın dünyadaki pek çok gizli örgüt tarafından kullanıldığını öne sürdü. Kaynak şunları söyledi: "PKK konusunda ABD ve Avrupa örtüşüyor tezi de yanlış. PKK"nın bir kolunu destekleyen ABD, öbür kolunu destekleyen Avrupa. Bu iddiaları ciddiye alamazsınız. Bu eylemlerde ABD"nin kontrol ettiği PKK"nın ilişkisini çözemiyorum. Onun için bunu başkası yapmış olması lazım. ABD bunu hesaplayamayacak kadar aptal olabilir mi? Eylem yapacak teröristlerin eline ABD kendi silahını verecek kadar aptal olamaz. Onların eline istese kalaşnikof da verebilirdi. Ama birileri bunun ABD ile irtibatlandırılmasını istiyor. PKK'nın ardında gizli istihbaratlar var. İran-Rusya ortak prodüksiyonu da olabilir. ABD"yi bir ikilemle karşı karşıya bırakmak istiyor. "Ya Türkiye"yi, ya PKK"yı seçeceksin" diyor. ABD, Türkiye"yi feda edemeyeceğine göre PKK gidecek." Mahir Kaynak, Türkiye"nin kendisine Barzani"yi hedef alması gerektiği yolundaki yönlendirmeleri ciddiye almaması gerektiğini söyledi. Türkiye"nin hedefini genişletmesi halinde bunun bir Kürt-Türk çatışmasına dönebileceğini söyledi. Bütün olayların belli bir hesap çerçevesinde yürütüldüğünü belirten Kaynak, şöyle konuştu: “Bütün bu olanlar kontrollüdür. Sürpiz olsa dengeler bozulur. Düşünün bir kez, Anayasa kitapçığını atıyor bütün dengeler bozuluyor, şimdi ise savaş çıkıyor dövizin fiyatı bile kımıldamıyor. Çünkü Türkiye ne deniyorsa onu yapıyor.” Kaynak, Kürtler'in bölgede parlak bir geleceğinin olmadığı iddiasında da bulundu ve şöyle dedi: "Kürtler, bölgenin en çok haksızlığa uğramış bir milletidir. Ancak Kürtler işbirlikçi oldular. Güneyde Şiiler'le, Kuzeyde Türkler'le, doğuda İranlılar'la kavgalılar. İstediklerine ulaşamayacaklar. Yani müstakil bir devlet halini alamayacaklar."
Büyükanıt, “Bize bu acıları yaşatanlara, o acıları hayal bile edemeyecekleri bir yoğunlukta yaşatacağız”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajda terörle mücadeledeki kararlılıklarını vurguladı. Büyükanıt, “Bize bu acıları yaşatanlara, o acıları hayal bile edemeyecekleri bir yoğunlukta yaşatacağız” dedi. NTV-ANKARA - Genelkurmay Başkanı mesajında, Cumhuriyet’e ve onun kazanımlarına yönelik saldırıların yoğunluk kazandığına dikkat çekti. Bölücülüğün yarattığı terörün son dönemdeki saldırılarla Türk ulusunu yasa boğduğunu kaydeden Genelkurmay Başkanı, kahraman şehitlerin acısının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mücadele azmini artırdığını vurguladı. Orgeneral Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bölücülük karşısında Cumhuriyet’in ulus devlet yapısının teminatı olmaya devam edeceğini söyledi. Büyükanıt’ın Cumhuriyet Bayramı mesajı İrtica tehdidine de değinen Genelkurmay Başkanı, “Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ve vazgeçilmez değeri olan ‘laiklik’ ilkesinin en güçlü savunucusu, yine yüce ulusumuzun kendisidir ve biz onun hizmetkarıyız” dedi. Büyükanıt mesajını, “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözleri ile bitirdi.
İstanbul'da Kürdlere katliam son anda fark edildi İSTANBUL (DİHA) - İstanbul Esenler'de Kürt ve DTP'li olan Önder Ailesi'nin düğün yaptığı salona saatli bomba yerleştirildiği ortaya çıktı. Olayın duyulması üzerine bini aşkın kişinin bulunduğu salonda büyük bir panik yaşandı. Bomba imha ekiplerinin olay yerinde incelemesi sürerken, binlerce Kürdün düğün salonu çevresindeki bekleyişi sürüyor. Esenler'e bağlı Menderes Mahallesi'ndeki Anıl Düğün Salonu'na saatli bomba konuldu. Kürt ve DTP'li olan Önder Ailesi'nin düğünü başladıktan 2 saat sonra (21:00) bomba farkedildi. Görevlilerin anons yapması üzerine kadın, genç, yaşlı ve bebeklerin bulunduğu salon apar topar boşaltıldı. Düğüne katılanlar büyük panik yaşanırken, polise haber verilmesi üzerine olay yerine bomba imha ekipleri geldi. Bomba imha ekiplerinin çalışması sürerken, salon çevresinde binlerce Kürt toplandı. Olay yerine giden DTP Esenler İlçe Başkanı Faysal Taş, düğün sahibi Önder Ailesi'nin yurtsever ve DTP'li olduğunu belirterek, "Irkçı saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde böylesi bir şey bilinçli, çirkin ve vahşicedir. Emellerine ulaşamadılar. Ancak bu derin bir yaradır. İnsanlıktan çıkmışlar. Bu girişim, çoluk, çocuk, kadın, yaşlı demeden kesinlikle çok büyük bir katliamı gerçekleştirme planıdır. Biz bunları kabul etmiyoruz. Buna karşı sesimizi yükselteceğiz. Şu an bir tedirginlik var. Olaya hakim olmak istiyoruz" dedi. DTP'nin de düğüne davet edildiğini ve bir çok yurtsever Kürdün düğünde bulunduğunu ifade eden Taş, Kürtlere dönük büyük bir saldırı olduğunu vurguladı.
Kürt yazarları yeni yönetimini belirledi DİYARBAKIR (DİHA) - Kürt Yazarlar Derneği 2. Olağanüstü Kongresi Diyarbakır'da gerçekleşti. Kongrede yeni yönetim belirlendi. Kürt Yazarlar Derneği 2. Olağanüstü Kongresi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Cep Sineması'nda gerçekleşti. Yaklaşık 25 delegenin katıldığı kongrede, dernek eski Beşkenğ Edip Polat bir konuşma yaptı. Konuşmasının çoğunluğunda dernek faaliyetlerine yer veren Polat, derneğin en önemli faaliyetinin örgütlenme olduğunu ve yakın zaman içinde 10 yeni yazarın derneğe üye yapıldığını söyledi. Dernek faaliyetlerini aktaran Polat, yeni yönetime de başarılar dileyerek salondan ayrıldı. Polat'ın konuşmasının ardından yönetim tarafından hazırlanan faaliyet raporu ile mali rapor okunarak oylandı. Kongreye katılımın zayıflığı dikkat çekerken, tartışmalar da yüzeysel bir şekilde gerçekleşti. Konuşmaların ardından dernek yönetimi için verilen liste oylamaya sunuldu. Kongre, yeni yönetimin belirlenmesinin ardından sona erdi. Kürt Yazarlar Derneği'nin yeni yönetimi şöyle: Yönetim Kurulu:* Abdulrezzak Seçkin - İrfan Babaoğlu - Mehmet Güngörmüş - Mehmet Deviren - Darulkeyyas Akay - Suzan Samancı - Ömer Dilsoz Denetleme Kurulu - Mihdi Perinçek - Orhan Miroğlu - Mehdi Tanrıkulu Onur Kurulu - Sami Tan -Yıldız Çakar - A. Hicri İzgören
Kürt sorununun yeni tanımı Ali Bayramoğlu-YŞafak Zaman acıları azaltır, öfkeleri bir ölçüde dindirir. Terör saldırıları sonrası yükselen savaşçı ruh hali yavaş yavaş sönüyor, duyguların yerini olabildiğince akıl alıyor. Akıl en çok siyasi iktidara gerek… Sorunun üzerine gitmek onun işi… Bu konuda yetkiye sahip olan ve sorumluluk taşıyan o… Kuzey Irak kamplarını vurmak, Irak yönetimini PKK'yla ilişkilerini koparmaya zorlamak şu an hükümetin izlediği politikanın özünü oluşturuyor. Peki, bunlar terörü dindirecek mi? Kürt sorununun çözümünde yol alınmasına imkân verecek mi? Bu sorulara yanıt vermek için Kürt meselesinin tanımını iyi yapmak ve ona bağlı olarak PKK'nın alanını iyi tespit etmek gerek… Ortadoğu'daki yeni dengeler, son terör saldırıları ve “ABD-Irak-Türkiye dengesi” Kürt meselesinin yeni bir tanıma ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Benzer bir şekilde PKK'nın da yapısı ve eylemleriyle eski PKK olmadığı anlaşılıyor. Yeni tanımda sadece Türkiye'nin değil, bölgenin resmi ve dinamikleri bulunmaktadır. Gerçekten de Türkiye'nin Kürt meselesi git gide bir Ortadoğu sorunu oluyor, uluslararası bir hüviyet kazanıyor. Kimi gerçekleri doğrudan ele almakta yarar var. ABD'nin Irak işgali sonrası hem sosyolojik hem siyasi anlamda “uluslararası bir Kürt alanı”nın ortaya çıktığı açıktır. Kuzey Irak sadece Irak Kürtleri için değil, aynı zamanda Türkiye, Suriye, İran Kürtleri için de bir “çekim merkezi” olmuştur. Denebilir ki, Kürtler bu çerçevede “modern” anlamda bir “uluslaşma süreci” yaşamaktadırlar. Bu süreç semboller üretmekte, yeni dayanışma biçimleri ortaya çıkarmakta, Kürt grupları arasındaki rekabete yeni kurallar koymaktadır. Bu açıdan Irak Kürtlerinin, özellikle Barzani ve Talabani'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin Kürt sorununa ve PKK'ya bakışında düne oranla değişiklikler bulunmaktadır. Nasıl? Barzani ve Talabani için kendileri açısından yaşanan bu uluslaşma ve rekabet sürecinde arzu edilecek son gelişme Kürtler arası gerginlik ve çatışmadır. Tersine farklı Kürt grupları sahiplenme, Kürt alanının sınırlarını çizme ve koruma eğilimi sadece şimdiki anı değil ileriyi kurmaya yönelik stratejik bir tutum haline gelmiştir. Bu koşullarda Türkiye'nin Barzani ve Talabani'den, hiçbir karşılığı olmadan ve çok zorda kalmadan PKK'ya şu ya da bu düzeyde müdahale etmelerini beklemesi ham bir hayaldir. Öte yandan açıktır ki, ileriye yönelik bir Kürt devletinin ya da güçlü özerk bir Kürt yönetimin önünde en büyük engellerden birisi Türkiye'dir. Türkiye'nin Kuzey Irak yönetimine yönelik talepleri sadece PKK'yı değil, ileri aşamayı da kapsamakta, özellikle Barzani tarafından her seferinde tepkiyle reddedilmektedir. Hatta Irak Kürtleri bu mekanizmayı tersine kullanmakta, Türkiye'yle aralarına mesafe koydukları oranda kendi bütünlüklerini sağlamakta, uluslaşmaya, devletleşmeye doğru ilerleyişlerini hızlandırmaktadır. Bu durumda “PKK'nın uluslararası nitelik kazanan bir hareketin parçası olarak görüldüğünü, hatta dolaylı olarak Türkiye'ye yönelik bir baskı ve tehdit unsuru olarak algılandığını” söylemek pek yanlış olmaz… Açıktır ki, Türkiye sorunu dün tanımladığı gibi tanımlar, PKK'nın yaşam alanı bulduğu Ortadoğu ülkelerine yönelik güç kullanımına endekslenmiş bir politikada ısrar ederse, önümüzdeki dönemde ciddi sıkışıklıklar yaşayacaktır. Buna karşılık sorunun uluslararası bir nitelik kazanması, ilişkiler ve kimi tavizler üzerinden Kürt sorununda çözüme doğru ilerleme şansı olarak da değerlendirilebilir. Türkiye kendi sorununu Kuzey Irak'taki bir oluşum üzerinden çözme imkânlarına kavuşabilir. ABD'nin, Türkiye'nin ve Irak Kürtlerinin bölgedeki ortak bir hali üretmeleri mümkün olabilir. Yeter ki olup biteni doğru okuyalım. Meseleye sadece kendi açımızdan değil, ötekiler açısından da bakalım…
Aydınlar Silahları Gömmeye Çağırıyor Bianet/3 Kasım'da Ankara'da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından ortaklaşa düzenlenen "özgürlükçü bir anayasa" için "Özgür, Demokratik ve Eşit Türkiye" mitingine İstanbul'da aydınlardan ortak destek çağrısı geldi. Bugün Taksim, Hill Otel toplantı salonunda düzenledikleri basın toplantısında, imzacıları arasında Mehmet Ali Alabora, Aydın Çubukçu, Oya Baydar, Adalet Ağaoğlu, Pelin Batu, Ertuğrul Kürkçü, Berat Günçikan, Osman Kavala, Mahir Günşiray, Tarık Ziya Ekinci, Tahsin Yeşildere, Ercan Karakaş, Melek Taylan, Macit Koper, Tayfun Mater'in de bulunduğu bildiriyi basına açıklayan bir grup aydın, "yeni anayasa süreci"ni toplumsal uzlaşmayı sağlamak için tarihi bir imkan" olarak değerlendirdiler.İktidar partisi 1982 anayasasından kopamıyor Katılımcılar adına açıklamayı okuyan tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya, "İktidar partisinin kapalı kapılar arkasında yürüttüğü anayasa çalışmaları, 1982 Anayasası'ndan kopuş yeteneğinden yoksundur. Anayasa tartışmalarının bir diğer cephesinde neo-liberal ekonomi politikalarına bir itirazı olmayan milliyetçi- otoriter güçler yeralmaktadır. Anayasa tartışmalarının kaderi bu güçlerin eline bırakılamaz" dedi. Basın toplantısında 3 Kasım mitingini düzenleyen TMMOB İkinci Başkanı Hüseyin Yeşil, Türk Tabipler Birliği TTB Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ile yazar Oya Baydar, yazar Adalet Ağaoğlu, Kürt siyasetçi Dr. Tarık Ziya Ekinci, şair Şennur Sezer de söz aldı.
ABD helikopterleri sınırda TÜRKİYE-Irak sınırı yakınlarında peşmergelerin kontrolündeki Halil İbrahim Gümrüğü'ne indikten sonra havalanan Amerikan CH-47 Chinook helikopterleri olası füze atışlarından korunmak için ‘chaff ve flare' olarak adlandırılan flaşörler atması ve sınırın Türkiye tarafında tank manevra tatbikatı yapılması heyecan yarattı. Havalandığında hedef haline gelen ABD helikopteri, saat 16.00 sıralarında Halil İbrahim Gümrük alanından kalkışında ısı güdümlü füzeleri şaşırtmak amacıyla ‘chaff ve flare' attı. Hızla yanan bu malzeme, helikopterin motor çıkışındaki oluşan sıcak havaya kitlenen ısı güdümlü füzeleri şaşırtıyor. Amerikan uçak ve helikopterlerinin, genellikle Irak ve Afganistan'da hedef olmamak için bu tür manevralara başvurduğu belirtildi. Pilotun komutuyla atılan sahte hedefler sayesinde uçak ve helikopterler füze tehditinden kaçabiliyor. Helikopterlerin motor çıkışlarında ayrıca ısının dağıtılması amacıyla özel cihazlar da bulunuyor. Benzer sistemler Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bölgede kullanılan helikopterlerde de yer alıyor.
AYNI ANDA TANK TATBİKATI
Sınırın karşı tarafındaki Habur Sınır Kapısı'na yakın bölgede aynı dakikalarda tankçı birliğindeki 4 tank ve ‘Akrep' olarak bilinen zırhlı aracın sınıra paralel yolda yaptığı tatbikat dikkat çekti. Silopi Tank Taburu'ndan çıkan tanklar sınıra paralel yolda ilerlediği sırada, sınırın karşı tarafında ABD helikopterleri indikten bir süre sonra havalandı. Tanklar ile birlikte ABD helikopterlerinin aynı dakikalarda hareketlenmesi, bölgede heyecan yarattı. Askeri yetkililer, tankların tatbikatının rutin bir görev olduğunu bildirdi.http://www.kurdistan-post.com/
BAŞKAN BARZANİ: ‘’ERDOĞAN'IN PKK’ YE YÖNELİK ÇAĞRISI HAYATA GEÇİRİLMEYE ÇALIŞILMALIYDI...’’ PNA-Federal Kürdistan Bölge (FKB)başkanı Mesut Barzani, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik olası bir sınırötesi operasyonu ile ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye ile PKK arasında var olan sorunun askeri yollarla çözülemeyeceğini hatırlatarak Türkiye’ye, sorunun barışçıl bir biçimde giderilmesini sağlayacak bir çözüm önerisini ilan etmesi çağrısında’’ bulundu. Amerikan televizyonu CBS News’e konuşan başkan Barzani, PKK’ nin bulunduğu dağlık bölgenin savaşmayı imkansız kıldığını belirterek ‘’Türk savaş uçakları 3 ay boyunca sözkonusu bölgeyi bombardıman etti ancak sonuç olarak bir tek PKK’liyi bile etkisiz hale getiremedi’’ dedi. Başkan Barzani, Türkiye’nin, sorunun çözülmesi için barışçıl bir çözüm önerisinde bulunması halinde kendilerinin PKK ‘ye bu barışçıl sürece katılması talebinde bulunacaklarını belirterek, ’’Eğer PKK bu sürece olumlu cevap vermezse onu (PKK) terörist bir grup olarak tanımaya hazırız’’ şeklinde konuştu. Türk ordusunun PKK’yi bahane ederek Federal Kürdistan Bölgesine savaş açmaya çalışmasının kendilerini son derece kaygılandırdığını belirten Başkan Barzani ,’’ Türkiye’nin bu yola başvurmamasını umut ediyordum. Çünkü Kürdistan Bölgesi , komşu ülkelerlerle ilişkilerini geliştirmeyi istiyor ve bu ilişkileri savunmaya büyük bir önem veriyor’’ şeklinde konuştu. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ nın PKK’ ye ‘’Silahı bırak ne sorunun varsa gel parlamentoda çöz’’ şeklindeki çağrısına dikkat çeken başkan Barzani, ‘’ Bu çağrıyı son derece olumlu buluyorum fakat bu çağrı, barışçıl bir çözüm önerisi adı altında pratiğe geçirilmeliydi’’ dedi. Başkan Barzani, ayrıca, ‘’Erdoğan’nın PKK’ ye yönelik çağrısının hayata geçirilmesi halinde sorunun kendiliğinden çözüleceğine inandığını’’ sözlerine ekledi.

0 Yorum: