Kürt derneklerinden ortak açıklama Enstituya Çand û Zmana Kirmanci (Zazaki) IKK-Berlin Kürdistan Dernekleri Birliği-KOMKAR Kurdische Gemeinschaft Rhein-Sieg/Bonn e.V. Kurdische Gemeinde Fulda e.V. Kurdisch –Deutscher Freundschaftsverein e.V.-Duisburg Kurdistan Kultur- und Hilfsverein e.V-Berlin Hevkar e.V-Hamburg Kurdistan Kulturzentrum-Nürnberg Kürt Kadın Bürosu-Komjin-Wuppertal Verein zur Förderung ethnischer Minderheiten e.V.-München IKV-Internationaler Kulturverein Wuppertal e.V. Kultur Kreis Kurdistan e.V.-Karlsruhe Mala Kurda e.V- Mannheim Kurdisch–Deutsche Freundscaftverein-Hamburg Komela Kurdan e.V- Bremen Kurdisch-Deutscher Frundsaftverein e.V-Bottrop Kürdistan Gençler Birliği-KOMCIWAN-Almanya Pena Kurd-Elmanya Kurdisches Zentrum-Berlin SOZK-Soziales Organisation Zentrum für Kurden e.V. Kerkuk Solidarite-Berlin Gemeinde der Kurden aus Syrien-Berlin-Brandenburg Komela Pişgiriya HAK-PARê li Elmanya Komela Dostiya Kurd û Elmanan e.V-HEVALTI-Koln Destekleyen Kurumlar: GESELLSCHAFT FÜR BEDROHTE VÖLKER-Gfbv-Göttingen Komelên Kerkerên Kurdistan lı Avusturya Federasyona Kurd li Avusturya Komela Yekîtiya Karkerên Kurdistan e.V-Hollanda Komela Karkerên Kurdistan-Danimarka KOMKAR-Swiss KOMKAR-Swêd KOMKAR-Ingilizistan Son dönemlerde artan çatışmaları bahane eden Türk askeri birliklerinin Kuzey Kürdistan’daki operesyonları ve Türk devlet yetkililerinin özellikle Güney Kürdistan´a yönelik kullandıkları saldırgan dil, ortamı tehlikeli bir şekilde gerginleştirdi. Çeşitli devlet organlarının ve Türk basının önemli bir kesiminin yaptıkları düşmanca yayınların da etkisiyle, Kürt halkına yönelik saldırılar, giderek bir linç kampanyasına dönüştü. Türkiye`nin her yerinde Kürtlere karşı yüzlerce saldırı olayı meydana geldi. Kürtler dövüldüler, yaralandılar, öldürülmek istendiler; evler, işyerleri, otomobiller saldırıya uğradı. Ne var ki bütün bu eylemleri yapanlara karşı devlet hiç bir yasal işlem yapma gereği duymadı, bir tek kişi hakkında soruşturma açılmadı. Kürt halkının özgürlük taleplerine baskı ve terörle karşılık vermeyi alışkanlık haline getirmiş olan Türk devleti, PKK eylemlerini bir bahane olarak kullanıyor. Onun asıl amacı, hem kendi sınırları içerisindeki Kürtler üzerindeki baskıları arttırmak, hem de Kürdistan`ın Irak sınırları içerisinde kalan parçasını işgal etmek ve Kürt halkının orada elde ettiği kazanımları yok etmektir. Bu amaca ulaşmak için de, basında sınırsız bir yalan ve iftira kampanyası yürütülüyor. Türkiye, bugün her zamankinden daha çok Kürtlere karşı bir kin ve nefret denizine dönüşmüş bulunmaktadır. Basında sürdürülen bu kampanyanın başını ise, aynı zamanda Almanya`da yayınlanmakta olan ve baş sayfasında, 1915 Ermeni soykırımı dönemine ait olan"Türkiye Türklerindir" sloganı yazılı Hürriyet gazetesi çekmektedir. Bu gazete, son günlerde tümüyle bir savaş bültenine dönüşmüş bulunmaktadır. Bir örnek olmak üzere, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök`ün, 22 Ekim 2007 tarihli yazısından birkaç cümleyi vermek istiyoruz: "Bundan sonra silahlarımız Barzani`ye çevrilmiştir. Amacımız, oradaki "Kürt rüyasını", "Türk kabusuna" çevirmektir. ... Demeliyiz ki; Üç beş F-16, otuz kırk sorti, 10 yıl öncesinin Kuzey Irakı`dır." Yine birçok Türk televizyon kanalının yayınları da bu niteliktedir. Kuşkusuz, kin ve nefret üzerine kurulu bu ırkçı kampanya, Almanya ve öteki Avrupa ülkelerinde yaşamakta olan Kürtlerle Türkleri de etkilemekte, onları her gün biraz daha birbirlerinden uzaklaştırmakta, ortamı tehlikeli bir tarzda gerginleştirmektedir. Ama ne yazık ki Alman devleti yöneticileri ve ilgili öteki kurumları, bu tehlikeli gidişata karşı gerekli tepkiyi göstermiyorlar. Kürtlere "PKK teröründen uzak durun!" diyen Alman yöneticiler, kendi ortakları Türkiye`nin ırkçı-şoven terörünü, işgalci emellerini görmezden geliyor, hatta destekliyorlar. Kürt halkına karşı bizzat Türk devleti eliyle yürütülen düşmanca kampanyanın yarattığı tehlikeye onların gündeminde yer yok. Üstelik, Almanya`nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz bu şoven kampanyaya destek verir bir tutum içerisinde gözüküyor. Alman devleti, Türkiye`de yükselmiş bulunan ABD`ye karşı havadan yararlanarak, bölgede yeni mevziler kazanma peşinde koşarken, tehlikeli bir oyun oynamaya doğru gidiyor. Bu gidiş, 1. Dünya Savaşı`nda Ermeni ve Rum halklarının başına gelenlere benzer yeni faciaların yaşanmasına yol açabilir. Aşağıda imzası bulunan Kürt örgütleri: - Baskı ve şiddetin her türlüsünü redediyoruz. - PKK, silahları derhal susturmalı, Türk yönetimi askeri operasyonlara son vermelidir. - Türkiye, 84 yıldır, Kürt halkını sindirip yok etmek amacıyla katliamlar dahil her yola başvurdu ama başarılı olamadı. Bu politika koşulsuz terk edilmeli, Kürt halkının varlığı kabul edilmeli, sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözüme kavuşması için gerekli adımlar atılmalıdır. - Türkiye, Irak Kürdistanı´na karşı izlediği düşmanlık politikasına son vermeli, Federal Kürdistan Yönetimi´yle diyalog kurmalı, sorunları uzlaşma yoluyla çözmek için çaba harcamalıdır. - Türkiye`de ve Kuzey Kürdistan`da yaşamakta olan Kürt halkı, geleceğinden emin değil. Halkımız, her an Ruanda`daki gibi büyük bir soykırımla yüz yüze gelebileceği korkusu içerisinde yaşıyor. Aynı endişeyi Avrupa`da yaşamakta olan bizler de paylaşıyoruz. - BM Örgütü başta olmak üzere bütün uluslararası kuruluşlardan ve tek tek devlet yöneticilerinden, çifte standart politikasını terk etmelerini, zaman yitirmeden harekete geçmelerini istiyoruz. Yaşanmakta olan sorunun temel kaynağı, Türkiye`nin Kürt düşmanlığı üzerine kurulu ırkçı-şoven politikasıdır ve elbet çözümün de buna göre olması gerekir. Teröre karşı olmak da en başta bu politikaya karşı olmayı gerektirir. - İlgili kurumların ve kamuyonun dikkatini savaş kışkırtıcılığı yapan, kin ve düşmanlık saçan Türk basınının yarattığı tehlikeye çekmek istiyoruz. 2 Kasım 2007

0 Yorum: