Bizler, Kürtlükle ilgili fikirlerimizden dolayı yargılandık...

Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti Konferansı için 1 yıl 3 ay ceza Değerli Basın Mensupları, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, Siyasi Parti ve Sivil Toplum Örgütleri Sorumluları, Diyarbakır Kürd Derneği’nin (KURD-KOM), 03. 04. 2005’te gerçekleştirdiği Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti Konferansı’nda, birçok Kürt aydını, siyasetçisi ve sivil toplum örgütü temsilcisi konuşma yapmasına rağmen, savcının konferans hakkında yürüttüğü soruşturma sonucunda bizler (İbrahim GÜÇLÜ, Halis Nezan, Şeyhmus Aykol) hakkında dava açıldı. Davanın ilk duruşması, 1. 2. 2006 Tarihinde yapıldı. Mahkeme, iki yıllık yargılama sonucunda, 24. 12. 2007 tarihli son duruşmasında Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti Konferansı hakkındaki yargılamaya son verdi. Bizleri, 1 yıl 3 ay cezaya çarptırdı. Mahkeme, Şeyhmus Aykol cezasını erteledi, fakat hakkında 3 yıl denetim kararı verdi. Mahkeme, İbrahim GÜÇLÜ ve Halis Nezan hakkında hapis cezası ile birlikte, kamu haklarından; seçme ve seçilme hakkından, velayet hakkından, vakıfların, derneklerin, sendikaların, partilerin ve siyasi partilerin kuruculuk ve yöneticilik hakkından da mahrum etti. Bizim yargılanmamız, hukuki bir yargılama değil, siyasi bir yargılanmadır. Bu nedenle, yargılama boyunca, adım başı, saniye ve dakika başı hukuksuzluklar yapıldı. Bizim yargılanmamız, tecrübelere dayalı olarak Sıkıyönetim mahkemeleri ve DGM’lerdeki yargılanmalarla mukayese edildiği zaman, diyebiliriz ki daha büyük hukuksuzluklar yapıldı. Bizler ve avukatlarımız yargılama boyunca da, bu hukuksuzlukları dile getirdik ve bu görüşlerimizin tutanaklara geçmesini istedik. Ne yazık ki, mahkemenin hukuk dışılığı son duruşmada da devam etti. İbrahim GÜÇLÜ, mahkemede, savunmalarını Kürtçe yapma talebinde bulunmuştu. Mahkeme, ilk duruşmada Kürtçe tercüman için karar verdi ve daha sonraki bir duruşmada bilinmeyen bir nedenden dolayı bu karardan vazgeçti, ama Kürtçe yazılı savunma sunabileceği karar altına aldı. Bu karar gereği, Kürtçe yazılı savunma sunuldu. Yazılı savunmanın tercümesi, ehli olmayan, bize ismi de açıklanmayan bir kişi tarafından yapılmasına rağmen, tecrübe edilen metni inceleme hakkı ve yanlışlarını düzeltme hakkı da bize ve avukatımıza tanınmadı. Avukatımız Sabahattin KORKMAZ’ın ısrarına rağmen, mahkeme dediğini yapmakta ısrarlı oldu. Bizler de, başından beri hukuk dışı devam etmekte olan davanın, bu aşamasında hukuka uygun davranmasının bir şey ifade etmeyeceğini ve sonucu değiştirmeyeceğini belirttik. Bizler, Kürtlükle ilgili fikirlerimizden dolayı yargılandık. Savcı, düşünce ve kendini ifade etme özgürlüğüne, demokratik ilkelere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Kopenhag Kriterlerine karşı “fikir suçu” yarattı ve mahkeme de bunu ceza ile onaylandı. Bu durumun yüz karası olduğu ortada. Mahkeme kararı, tarafımızdan, Yargıtay’a ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürülecektir. Bizler, AİHM’nin Türkiye ile ilgili kararlarını göz önüne aldığımız zaman, bu davanın da Türkiye’nin cezalandırılmasına yol açacağını biliyoruz. İbrahim GÜÇLÜ Halis Nezan Şeyhmus Aykol

0 Yorum: