Devletin Kürt filmi

1925’ten 2007’ye kadar devlet ‘’Kürt sorunu’’ üzerine 70 rapor hazırlatmış, sonuç ortada... Şöyle de denilebilir:‘’Sorunu çözmek için hazırlanan her rapor, yeni bir sorun haline gelmiş!’’ Devletin Kürt filmi/Hasan Pulur-Milliyet İLK bakışta kitabın adı sanıp beğeniyorsunuz, ‘’Belma Akçura kitabına iyi isim bulmuş!’’ diyorsunuz. (x) Meğer devletin de bir ‘’Kürt filmi’’ varmış, çekimlerine başlanmış, müdahaleler yüzünden uzadıkça uzamış, sonunda ‘’Şimdi zamanı değil!’’ diye arşive konmuş... Herhalde ‘’Arşive konmuştur’’ diyoruz çünkü ‘’filmin imha edildiğini’’ gösteren bir bilgi yok. Belma Akçura’ya göre, 1925’ten 2007’ye kadar devlet ‘’Kürt sorunu’’ üzerine 70 rapor hazırlatmış, sonuç ortada... Şöyle de denilebilir: ‘’Sorunu çözmek için hazırlanan her rapor, yeni bir sorun haline gelmiş!’’ * * * BELMA Akçura’nın kitabında kişilerin ve kurumların bu konuda neler dedikleri var. Mesela kimler ne demiş? ATATÜRK: Türkiye’nin halkı mevzubahis olurken, onları da (Kürtler) beraber ifade lazımdır. İfade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait mesele ihdas etmeleri her zaman varittir.’ İNÖNÜ: Erzincan’ın Kürt merkezi olmasıyla, asıl korkuncu, Kürdistan’ın meydana gelmesinden ciddi biçimde kaygılanmak yerindedir. BAYAR: Bölgede yaşayanlara yabancı bir unsur oldukları resmi ağızdan ifade edildiği takdirde, bizim için elde edilecek sonuç bir tepkiden ibaret olabilir. ÖZAL: Kürt meselesini mutlaka çözeceğim, bu benim milletime yapacağım son hizmetim olacaktır. TÜRKEŞ: Biz ne kadar Türksek, onlar da o kadar Türktür, onlar ne kadar Kürtse, biz de o kadar Kürdüz. DEMİREL: Yani şimdi biz, Kürt halkına kötü davranıyoruz da Türk halkına daha iyi mi davranıyoruz?’’ * * * PEKİ, şimdi iktidarda olanlar, Kürt sorununa bakması gerekenler nasıl bakıyorlar, mesela Başbakan Erdoğan? AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Moskova gezisinde (25 Aralık 2002) Moskova’daki Türk iş merkezinin inşaatını geziyor. Kürt kökenli inşaat işçisi Zülfikar Boran ile Kürt sorununu tartışıyor: Erdoğan: Sorun var diye inanmayacaksın, sorun yok diye inanacaksın. Sorun var diye inanırsan, sorun olur. Sorun yok dersen, sorun ortadan kalkar. Biz diyoruz ki, bizim için böyle bir sorun yok. Boran: Siz Türkiye’de tek başına iktidara geldiniz ama iktidardan da gidersiniz. Yani siz böyle bakmayın, ben çalışan bir insanım ama siyasete bakınca... Ecevit de, diğerleri de işbaşına geldiler ama böyle de gittiler. Siz de sorunları görmezlikten gelirseniz... Erdoğan: Ben böyle bir sorunu var kabul etmiyorum. Yok böyle bir sorun, diyorum. Bak, ben Siirt’ten evliyim, huzurluyum diyorum, bitti. Böyle yaklaş olaya. Böyle yaklaştığın sürece problem kalmaz. Boran: Bunu pratikte biliyorum da Sayın Başbakan... Türk arkadaşlar var, biz kardeşçe beraber yaşıyoruz, çalışıyoruz gerçekten... Erdoğan: ‘Türkiyeliyiz hepimiz’ diyeceğiz. Boran: Elbette, Türkiye için canımızı da veririz. Erdoğan: Ha, o kadar! Ama ben diyeceksin Kürdüm, Türk de ben Türküm diyecek. Boran: Nasıl olsa fark etmiyor. Boran: Ama biz kardeşiz, diyeceksiniz. (Boran’a sarılarak) ben seni Allah için seviyorum. * * * Böyle bir yaklaşımın, değil Kürt sorununu, başka herhangi bir sorunu çözeceğine inanıyor musunuz? Sorun var, diye inanmayacaksın, sorun yok, diye inanacaksın... Böyle yaklaşım olur mu, böyle bir sorunu ‘’Benim eşim de Siirtli diyerek’’ çözmek mümkün mü?

0 Yorum: