SKANDAL: ANKARA AVRUPA'YA YALAN MI SOYLEDI?

Türkiye'den AİHM'e skandal bilgilendirme 13:06-Türkiye'nin 'Öcalan 1999-2007 tarihleri arasında avukatları ile toplam 666 kez görüştü' şeklinde AİHM'e yaptığı bilgilendirmenin gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı. Öcalan'ın avukatları AİHM'e 'Tuttuğumuz kayıtlara göre 15 Şubat 1999-Ekim 2007 arası gerçekleşen avukat görüşü sayısı 253'tür. Hükümetin verdiği sayı doğru değildir' bilgilendirmesi yaptı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatları İrfan Dündar, Ömer Güneş, İbrahim Bilmez, Mahmut Şakar, Şinasi Tur ve Emran Emekçi, Öcalan'ın AİHM'de devam eden tecrit, sağlık, yeniden yargılama ve zehirlenme davalarına ilişkin hükümetin yaptığı 160 sayfalık savunmaya yanıt gönderdi. Eklerle birlikte toplam 160 sayfayı bulan avukatların savunmasında, hükümetin AİHM'e gönderdiği gönderdiği yanıtta CPT raporlarında geçen tavsiyeleri yerine getirmediğinin anlaşıldığı belirtilerek, 'Hükümet bu tavsiyelerin gereğini yerine getirmediği gibi aksine başvurucunun cezaevi koşullarını ve tecrit durumunu olumsuz yönde daha da ağırlaştırmıştır' denildi. Görüş sayısı 666 değil 253'tür Hükümetin 6 Haziran 2007 tarihine kadar Öcalan'ın avukatları ile toplam 666 kez, ailesi ile de toplam 112 kez görüştüğü iddiasına yer verdiği hatırlatılan savunmada, bu bilgilerin gerçeği yansıtmadığı vurgulandı. Savunmada, şu görüşlere yer verildi: 'Matematiksel bir hesapla, başvurucunun İmralı Cezaevi'ne konulduğu 15 Şubat 1999 ile 6 Haziran 2007 tarihleri arasındaki hafta sayısı 436 olmaktadır. Her hafta düzenli görüştürüldüğü varsayılsa dahi toplam 436 görüş olması gerekmektedir. Dolayısıyla hükümetin verdiği sayı doğru değildir. Başvurucunun temsilcileri olarak tuttuğumuz kayıtlara göre 15 Şubat 1999-Ekim 2007 arası gerçekleşen avukat görüşü sayısı 253'tür. Bu çizelgemizdeki bilgilerden çıkan sonuç, 1999 hariç tüm avukat görüşmeleri haftada bir gün olarak belirlenmiş, o görüşmelerin yarıdan fazlası da gerçekleştirilmemiştir. Yani genel bir hesaplamadan yola çıkıldığında avukat görüşmeleri fiilen 14 günde 1 gün 1 saat olmaktadır. Ancak çizelgeye bakıldığında 'hava muhalefeti' 'koster bozuk' gibi gerekçelerle bazen üç haftada bir, ayda bir; bazen üç veya altı aya varan görüşememe durumları olmuştur.' Tüm hakları elinden alındı Öcalan'ın ailesi ile Kürtçe konuşmasının yasaklandığı kaydedilen savunmada, Öcalan'ın avukatlarıyla haftalık yaptığı bir günlük görüşün iki saatten bir saate düşürüldüğü, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren de her görüşmenin 3. kişi tarafından dinlenerek kayıt altına alındığı, 12 aktif avukatın ise hukuki temsilden men edildiği vurgulandı. Öcalan'ın 9 yıl içinde toplam 6 kez hücre cezasına çarptırıldığı anlatılan savunmada, Öcalan'ın dışarıya beş yıldır mektup yazamadığı, cezaevlerinden gönderilen az sayıda mektup dışında, hiç mektup ve yazı alamadığı belirtildi. Öcalan'a tanınan havalandırma süresinin 2 saatten bir saate indirilidiği belirtilen savunmada, yasal olmadığı halde Öcalan'a hakaret ve ölüm tehdidi içeren mektupların cezaevi idaresince bilinçli olarak verildiği, bu uygulamanın başlı başına keyfi, insanlık dışı, aşağılayıcı bir muamele olduğu vurgulandı. Öcalan'a her hafta her güne 1 adet olmak üzere toplam 7 adet gazete gönderildiği dile getirilen savunmada, Öcalan'ın günlük gazeteleri zamanında okuyamadığı kaydedildi. Öcalan'ın tek kanallı radyosunun tamir gerekçesiyle zaman zaman elinden alındığı, kimi zaman da pillerinin verilmemesi veya geç verilmesinin söz konusu olduğu kaydedilen savunmada, Öcalan'ın 23 saat aralıksız kaldığı daracık bir odada sayıları değişen ve her seferinde 20'den aşağı düşmeyen özel güvenlik kuvvetleri tarafından yirmi dört saat sürekli hem kameradan hem de çıplak gözle gözetlendiği, bu uygulamanın psikolojik olarak ağır sonuçlar doğurduğu ifade edildi. Rahatsızlıkları ile baş başa bırakıldı Öcalan'ın sağlığının her geçen gün kötüleştiğine dair işaretlerin yoğunlaştığı kaydedilen savunmada, 'Başvurucunun son dönem daha da yoğunlaşan sağlık sorunları kronik bir hal almıştır' denildi. Hükümetin AİHM'e Öcalan'ın iki cezaevi doktoru tarafından günlük olarak düzenli bir şekilde tıbbi inceleme ve check up'larının yapıldığı yönünde bilgilendirme yaptığı ifade edilen savunmada, 'Yapılan rutin muayeneler; tansiyon ve vücut ısısı ölçümü, kalp ritminin basit yöntemlerle dinlenmesi gibi yüzeysel ve dış görünüme dayalı gözlemler olarak yapılan muayenelerdir. Röntgen, MR, kan ve idrar testleri gibi ileri klinik tetkiklerin hiç birine başvurulmamıştır. Hükümetin başvurucunun sağlığına ilişkin gelişmeleri izlediği açıktır. Buna karşın hükümetin başvurucunun hangi sağlık sorununun giderildiğine dair mahkemeye herhangi bir bildirimde bulunmadığını Yüksek Mahkeme'nin dikkatine sunarız. Sağlık ve tedavi şartları doğrudan yaşam hakkını ilgilendiren konular olduğundan salt teorik kontrol ve izlemeyi değil, pratik ve etkin tedavi olanaklarını da içermelidir. Başvurucunun koşullarında ise bulunmayan budur. Başvurucu rahatsızlıkları ile baş başa bırakılmıştır' ifadelerine yer verildi. Öcalan'ın çeşitli tarihlerde avukatlara İmralı Adası idari ve askeri personelinin psikolojik kötü muamele kapsamında değerlendirilebilecek tavır ve davranışlarına ilişkin bilgi verdiği anlatılan savunmada, bu tutum ve tavırların AİHS ihlali olduğu vurgulandı. AİHM'in ihlal hallerini tespit etmek için İmralı'yı ziyaret ederek yerinde araştırma yapması istenen savunmada, Öcalan'ın hücre cezasına karşı yazdığı 124 sayfalık savunmanın hükümetten alınarak avukatlara verilmesi, görüşme yapılan ve yapılmayan günleri gösteren tutanakların Hükümetten talep edilmesi istendi. İSMET KAYHAN - STRASBOURG (ANF)

0 Yorum: