Yavuz hırsız Ergenekoncu

image

Başından beri Kürt karşıtı politika izleyen, darbe çağrıları yapmaktan geri durmayan, ülkeyi kaosa sürükleyen politikalar üreten, Ergenekon soruşturmasına karşı çıkan ve kendisini 'Ergenekon'un avukatı' ilan eden Deniz Baykal'ın Ergenekon'la ilişkisi belgelendi. MİT'in 2003'te Başbakanlığa sunduğu 'çok gizli' yazıda Baykal'ın Ergenekon şemasında yer aldığı kaydedildi.
Ergenekon bağlantısının belgelenmesi Baykal'ın, Güngören patlamasıyla ilgili olarak doğrudan PKK'yi adres göstermesini de açıklıyor. Genelde Ankara'dan dışarı çıkmayan, olay yerine Başbakan dahil tüm yetkililerden önce gidip PKK'yi hedef gösteren Baykal'ın dikkatleri Ergenekon bağlantısından uzaklaştırma çabasında olduğu kaydediliyor.
Baykal yavuz hırsız misali
Ergenekon soruşturması başladığından bu yana fevri hareketleriyle dikkat çeken, Kürt-Türk çatışmasına hizmet eden etnik milliyetçi söylem ve politikaları ile eleştirilen Deniz Baykal'ın Ergenekon şemasında yer alan isimlerden biri olduğu açıklandı. Güngören saldırının hemen ardından olay mahaline ilk giden ve hiçbir bulgu yokken hemen PKK'yi hedef göstererek halkı 'sessiz yürüyüş'e çağıran siyasetçi olması ile dikkatleri üzerine toplayan Baykal'ın adının 2003 tarihli Ergenekon örgüt şemasında yer aldığı ortaya çıktı.
MİT 5 yıl önce bilgilendirdi
Taraf Gazetesi'nde Yasemin Çongar'ın 'Ergenekon şemasında Deniz Baykal da var' başlıklı yazısında geçen habere göre 2003 tarihli örgüt şemasında siyasetçilerin, işverenlerin, gazetecilerin ismi bulunuyor. Bu şemada adı geçen parti liderinin Deniz Baykal olduğu ifade edilirken, şemada ünlü bir yayın yönetmeni, Ankara temsilcisi ve medya patronu olduğu da kaydediliyor. Habere göre beş yıl önce Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başbakanlığa devletin içine uzanmış Ergenekon çetesinin şemasını içeren ve bu örgütün araştırılmasını tavsiye eden 'çok gizli' bir yazı gönderdi. Haberde 1 Ağustos'da açıklanacak Ergenekon iddianamesi eklerinde MİT'e ait bu yazının da yer alacağı ifade edildi. İddianamede MİT Müsteşarlığı'nın 2002'te kendisine bilinmeyen bir kaynaktan intikal eden iddia niteliğindeki bilgiler çerçevesinde hazırladığı savunulan kitapçığının, 2003'te önce Genelkurmay Başkanlığı'na, sonra Başbakanlığa iletildiği, aynı çalışmanın bir özetinin 2006'da tekrar Başbakan'a ve Genelkurmay Başkanı'na sunulduğu ifade edildi.
Yavuz hırsız gibi bastırdı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Ergenekon operasyonları başladığından bu yana sert ve yer yer saldırgan tutumları gözlenirken, tutuklananları 'toplum içinde saygın' kişiler olarak tanımlayıp, gözaltına alınmalarını açıkça eleştirmesi ile dikkat çekti. Kendisine 'Ergenekon'un avukatı' demekten kaçınmayan Baykal'ın son olarak İstanbul Güngören'de halka karşı gerçekleştirilen saldırıda takındığı tutum tartışma yarattı. Olay yerine ilk giden siyasetçilerden olan Baykal'ın halkın acısını kullanarak İspanya'da gerçekleşen milyonların 'teröre karşı sessiz yürüyüşü'nün benzerini yapmaya çağırması Kürt-Türk çatışmasını çıkartmaya çalıştığı yorumlarına yol açtı. Saldırının hemen ardından Ergenekon şüphesini dağıtmak ve hedef şaşırtmak amaçlı olarak PKK'yi suçlayan ve bunda ısrar eden Baykal'ın tutumlarının Ergenekon örgütünün iddianamede açıklanan amaçları ile örtüşmesi dikkat çekti. İddianameye göre Ergenekon örgütünün bir amacı da kaos yaratacak eylemler yapmak, halklar arası çatışma yaratarak kaosu derinleştirip iktidarı ele geçirecek koşulları yaratmaktı. Baykal'ın Ergenekon soruşturmasında ismi geçenleri açıktan savunarak hukuk üzerinde baskı kurmaya çalışmasının ardından, halklararası çatışmaya yol açacak önerilerle ortaya çıkması devlet içi çetelerle direk ve açık bağlantısı olabileceği şüphelerini akıllara getirdi. Tüm bunlarla beraber Baykal'ın son aylardaki söylem ve tutumları 'yavuz hırsız ev sahibini bastırır' özdeyişini hatırlattı.
Çağrı parti MYK'sında
Hakkındaki iddialara ne diyeceği merakla beklenen ve herhangi bir soruşturma sürecine tabi olup olmayacağı henüz bilinmeyen Baykal, İspanya'da 1981 ve 2004 yıllarında gerçekleşen milyonların sessiz yürüyüşü teklifi için konuyu parti MYK'sına getirme kararı aldı. Baykal çağrıyı, partisinin grup toplantısında da tekrarlarken, CHP sivil eylemin bir siyasi parti organizasyonu değil, toplumun tüm kesimlerinin destek vereceği bir eylem olmasını istiyor. CHP, İstanbul İl Başkanlığı'nın da bunun için sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle temasa geçtiği ve İstanbul'da hafta sonu 'teröre' karşı toplumsal tepki eylemi planladığı belirtildi. Sözkonusu çağrı ile 'Kürt-Türk' çatışmasına zemin hazırlayan Baykal, bir süre önce Bölge'ye seçim hazırlığı mahiyetinde bir gezi düzenlemiş, Kürtleri kazanmak için bireysel kimi hakların tanınmasından bahsetmiş, ancak Bölge halkı tarafından tepki görmüştü. Baykal'ın 'Nazizmi anımsatan' ulusalcı söylemlerini Kürtler üzerinde ağırlığını arttırarak sürdürmesi ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar eden politik baskılamaları yüzünden CHP son seçimlerde Bölge'deki tüm desteğini yitirmiş ve adeta silinmişti.
Sessiz yürüyüş darbeyi önlemişti
İspanya'da sessiz yürüyüş 1981 ve 2004 yılında gerçekleşti. Her iki yürüyüş de, en büyük kitlesel gösteri olarak tarihe geçti. İlk sessiz yürüyüş bir darbe girişimini önledi. İspanya parlamentosunda 1981 yılında patlayan silahlar dünyayı 'sessiz yürüyüş' protestosuyla tanıştırdı. 23 Şubat 1981 tarihinde Yarbay Antonyo Tejero ve 200 asker parlamentoyu basarak aralarında Başbakan Adalfo Suarez'in de bulunduğu 350 milletvekilini rehin aldı, tanklar sokaklarda resmi geçide başladı. Ancak İspanya Kralı darbeyi önlemek için devreye girdi, televizyondan halka 'darbeye karşı çıkın' çağrısı yaptı. Ertesi gün El Pais Gazetesi de, 'Yaşasın Anayasa' manşetli 20 bin gazeteyi parlamento binası çevresinde ücretsiz dağıttı. Gazete, İspanya halkını darbeyi önlemek için 'sessiz yürüyüşe' davet etti. Aynı günün akşamında binlerce İspanyol, İspanya tarihinin en büyük kitlesel gösterilerinden biri için sokaklara döküldü. Halkın ortak talebi demokrasiydi. Sessiz yürüyüş etkili oldu, Yarbay Tejero teslim olmak zorunda kaldı. 24 Şubat 1981 tarihi darbeyi engelleyen bu sessiz yürüyüşle geçti. İspanya'da bir diğer sessiz yürüyüş ise 11 Mart 2004 yılında 200'e yakın kişinin ölmesine yol açan saldırılara karşı yapıldı. 13 Mart günü hükümetin çağrısı ile İspanya'nın tüm kentlerinde 'terör' kınanarak, milyonlarca insan yaşama hakkını sessiz yürüyüşle savundu. ALTERNATİF

0 Yorum: