Kürdistan’ta yaklaşık 30 yıldır süren çatışma ortamı ve göçler, yeni sorunlara neden olmaya devam ediyor. Akdeniz Göç-Der Yönetim Kurlu Üyesi Sosyolog Doğan Munzuroğlu, zorunlu göç sonucu metropollere gelen toplumun doğal olarak entegrasyon sorunu yaşadığını belirtti. Munzuroğlu, “Bu göçün doğurduğu sorunlar Kürt ve Türk toplumu arasında sorunlara neden oluyor. Bu sorunlar sürdükçe de Türkler ve Kürtler arasındaki iç barış tehlikede olacaktır” dedi.
‘Kültür şoku’nun sonuçları Öncelikle Kürt toplumunun bölgede yaşanan çatışmalar sonucu göç ettiği metropollerde bulunan toplumsal kesimle arasında ‘kültür şoku’ yaşandığını belirten Munzuroğlu, “Kürt toplumu, başka bir kültür içinde erimeyle karşı karşıya kalıyor ve bu erimeyi kimi kesim doğal bir asimilasyon olarak benimserken, erimeyi kabul etmeyen kesim ise gettolaşıyor. Bu gettolaşmaysa toplumsal doku içinde milliyetçilikle karşılıklı olarak geliştiği için bu merkezler arası yaşanan sürtüşme toplumsal gelişimin önüne engel oluyor” dedi.
Göçzedeler arasında sorun Göçler sırasında aile içerisindeki kadın, erkek ve çocuklar arasında yaşanan statüler ve roller arası ilişkilere de değinen Munzuroğlu, Kürt toplumunun bölgede toprağa dayalı ataerkil bir yaşam sürdüğünü, fakat bu yapının göç ile birlikte değişikliğe maruz kaldığını belirtti. Göç öncesi kadın, erkek ve çocuk arasında toprağa dayalı kolektif bir yaşamın olduğunu ve bu yaşamda roller konusunda herhangi bir karmaşanın olmadığına vurgu yapan Munzuroğlu, “Büyük bir çoğunluğu buraya hiç bir varlığı kalmadan geldi ve burada sıfırdan bir yaşam kurmaya başladı. Burada eskisi gibi roller belirli değildi. Metropollerde yaşayan kadın ve çocukların baba ile aynı haklara sahip olma durumu, kemikleşen ataerkil yapı iç sorunlar yaşadı. Bunun diğer faktörlerle bileşimi dışarıya farklı patlamalar şeklinde yansıdı” dedi.
Kimlik bunalımı baş gösteriyor Toplumun kök hücresi olan ailede yaşanan bu krizlerin neden olduğu sorunların önemine vurgu yapan Munzuroğlu, “Bu sorunlardan kaynaklı, ailede kadın, çocuk ve erkek arasında ortak ilişki yok oluyor ve bunun sonucunda bir çok negatif örgütlenmeye açık hale geliyor” diye konuştu. Yaşanan sorunların aynı zamanda kimlik bunalımını da beraberinde getirdiğini kaydeden Sosyolog Munzuroğlu, “Göçmenler burada yaşayan yerli halkın duruşu ve kendi toplumsal yaşantısı arasında kalıyor. Sonuç olarak yeni bir tip doğuyor. Ve bu tip iki toplum arasındaki kimlik bunalımını ifade ediyor” diye konuştu.
Dönüş olanakları sağlanmalı Bu ailelerin geriye dönüş yapabilmesi için çeşitli yasalar çıkartıldığını fakat bu yasalarla da bu ailelere gerekli olanağın sağlanmadığını belirten Munzuroğlu, gelecekte bu durumun ağır sancılara neden olacağına dikkat çekti. Munzuroğlu, şunları dile getirdi: “Bu aileler ile burada bulunan toplum kendi istekleriyle bir araya gelmemiş. Bu aileler zorunlu göç sonucu buralara gelmiş ve haklar konusunda bir eşitlik sağlanmadığı için birbiriyle entegrasyon sorunu yaşıyor. Eğer Türk-Kürt iç barışı korunmak isteniyorsa bir an önce bu toplumlar arası gelir dağılımı, dil, kültür ve en doğal hakları konusunda bir iyileştirmeye gidilmesi gerekiyor. Aksi bir durum iç barışa yönelik telafisi mümkün olmayan zararlar verir.” MURAT KOLCA/ASMİN DENİZ/ DİHA/MERSİN YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
0 Yorum:
Post a Comment