BURASI TÛRKIYE…

image O kadar da korkmayın
Türkiye'nin 'korku cumhuriyeti' olduğunu gösteren traji-komik olayların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki, yurttaşların her hal ve hareketi 'tehlikeli' bulunuyor ve yargılama gerekçesi yapılıyor
301 sokağa düştü
Savcılar 301 davalarına bambaşka bir boyut kazandırdı. Geçen yıl Diyarbakır Bağlar'da Murat İkincisoy ile Abdurrezzak Uruçtekin kavga etti. İkincisoy, Uruçtekin'e 'Siz ajansızın, milleti ihbar ediyorsunuz...' dedi. Olay polise intikal etti. Uruçtekin şikayetçi olmadığı halde Savcı, İkincisoy hakkında 301. maddeden dava açtı.
Oyuncağı bomba yaptılar!
İzmir'de 27 Kasım 2007'de jandarma tarafından evi basılarak gözaltına alınan ve kamuoyuna 'bombacı' şeklinde yansıtılan DTP üyesi Bedia Güzelyüz, ilk duruşmada tahliye edildi. Güzelyüz, evine yapılan baskında el konulan oyuncakların, 'bomba düzeneğinde kullanılan malzemeler' olarak gösterildiğini belirtti.
Polis şikayet edilir mi?
Mersin'de Özgür Yurttaş Demokrasi Evi Derneği, 2 Mart 2008'de kongresini yaptı. Kongre sonrasında dağılan katılımcılara polis saldırdı. Dernek, polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak savcı, derneğin kapatılması için dava açtı ve polisler hakkında yapılan suç duyurusunu kapatma delili saydı.
Bombaları oyuncak çıktıbedia_guzelyuz_oyuncak_bomba
Jandarma tarafından evi basılarak gözaltına alınıp, 'PKK bombacısı' gerekçesiyle tutuklanan ve ilk duruşmada tahliye edilen DTP üyesi Bedia Güzelyüz, evine yapılan baskında çocuk oyuncaklarının, 'bomba düzeneğinde kullanılan malzemeler' olarak gösterildiğini belirterek, 'Beni bombacı terörist ilan ettiler. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağım' dedi.
Menemen'e bağlı Koyundere Beldesi Gazi Mahallesi'nde oturan Bedia Güzelyüz ve eşi Cihan Güzelyüz, 27 Kasım 2007'de Menemen Jandarma Komutanlığı ekiplerince evlerine yapılan baskın sonucunda gözaltına alınıp tutuklandı. 8 ay boyunca mahkemeye çıkarılmayarak tutuklu kalan Güzelyüz çifti, çıkarıldıkları ilk duruşmada tahliye oldu. Tutuklandıklarında haklarında basında, 'PKK bombacıları yakalandı', 'İzmir'i kana bulayacaklardı' şeklinde haberler çıkan Bedia Güzelyüz, yaşadıklarını anlattı. Güzelyüz, jandarmannı evinde 5 saat boyunca eğitimli köpeklerle birlikte yaptıkları aramada bir şey bulamadıklarını belirterek, 'Evde buldukları çocuk oyuncaklarını, kalem pili, volkman dinamosu ve hoparlörlerini, bomba düzeneğinde kullanıldığını iddia ettiler. Gözaltında fiziki ve sözlü hakarete maruz kaldık. 8 ay boyunca bana, eşime ve çocuklarıma haksız bir şekilde yapılan suçlamaların ve yaşatılan acıların sorumluları hakkında dava açacağım. Beni terörist olarak ilan eden Menemen Jandarma Komutanı ve medya kuruluşları hakkında tazminat davası açacağım. Gerekirse AİHM'e kadar giderim' dedi. Jandarmanın kayıp HADEP'li yöneticiler Ebubekir Deniz ve Serdar Tanış'ın fotoğraflarını göstererek, 'Sen bunların akıbetini biliyor musun? Senin de sonun bunlar gibi olacak. Evine son kez bak. Çocuklarınla vedalaş' diyerek tehdit ettiğini de söyleyen Güzelyüz, götürüldükleri jandarma karakolunda da Menemen Jandarma Komutanı'nın kendisine, 'Terörist kadın. Allah belanı versin. Hepiniz teröristsiniz. Allah tüm Kürtlerin, DTP'nin, DTP'yi Meclis'e taşıyanların belasını versin' diyerek hakaretlerde bulunduğunu söyledi.
Nüfus Müdürlüğü'nden kaydı silindi
Bombacı olarak tutuklanarak şok yaşayan Güzelyüz, tahliye olduktan sonra bir şok da nüfus müdürlüğü ve muhtarlıkta yaşadı. Menemen Nüfus Müdürlüğü'nde ve oturdukları Gazi Mahallesi Muhtarlığı'nda bulunan kayıtlarının silindiğini söyleyen Güzelyüz, cezaevinde bulundukları süre içerisinde Menemen Jandarma Komutanlığı'ndan mahalle muhtarlığına baskılar yapıldığını ve komutanın muhtara, 'Bunlar halk arasında dolaşan teröristlerdir. Bunları burada barındırmayın' dediğini belirtti. İZMİR / DİHA
301 sokağa düştü
Uzun süredir kamuoyunu meşgul eden 301 davalarına bir yenisi daha eklendi. Ancak bu seferki ise güler misin, ağlar mısın cinsinden bir dava. Geçen yıl Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde Murat İkincisoy ile Abdurrezzak Uruçtekin adlı yurttaşlar arasında kavga çıktı. İkincisoy Uruçtekin'e 'Siz ajansızın, milleti ihbar ediyorsunuz...' diyerek küfür etti. Olayın polise intikal etmesinden sonra Uruçtekin şikayetçi olmadığı halde savcı, İkincisoy hakkında dava açtı. Ancak bu kez dava darp veya tehditten değil, meşhur 301. maddeden açıldı.
Hrant Dink, Elif Şafak gibi aydınların yargılandığı Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi bu kez bir kavgada yurttaşın başını yaktı. Diyarbakır'in Bağlar ilçesinde yaşayan Murat İkincisoy ile Abdurrezzak Uruçtekin arasında 2007 yılı Eylül ayında tartışma çıktığı ileri sürüldü. İnönü Caddesi'nde tartışan İkincisoy ve Uruçtekin arasında sözlü tartışma büyüyerek kavgaya dönüştü. İddialara göre 20 yaşındaki İkincisoy, tartışma esnasında 35 yaşındaki Uruçtekin'e 'Siz ajansınız, milleti ihbar ediyorsunuz, polisin de, devletin de Atatürk'ünüzü de...' diyerek küfür etti. Yaşanan bu küfürleşmenin ardından İkincisoy'un kürsüyle Uruçtekin'in kafasına vurduğu ve olay nedeniyle Uruçtekin'in hafif şekilde yaralandığı ileri sürüldü.
Uruçtekin'in yaralandıktan sonra olayın polise intikal etmesiyle birlikte İkincisoy hakkında, TCK'nin 301. maddesi uyarınca soruşturma başlatıldı. Soruşturma neticesinde Uruçtekin kendisine saldıranın İkincisoy olmadığını Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdi, ancak Başsavcılık İkincisoy hakkında TCK'nin 301. maddesi uyarınca 'Türklüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılamaktan' 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İkincisoy'un yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak. DİYARBAKIR / ANF
DENİZ FIRAT
Suç duyurusu davalık etti
<IMG hspace=5 src="resimler/ozyurt_der_mersin.jpg" align=right vspace=5 border=0>Mersin Özgür Yurttaş Demokrasi Evi Derneği (ÖZYURT-DER) hakkında kapatma davası açıldı. Dernek Yöneticisi Ergün Altuntaş, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dernekleri hakkında açtığı kapatma davasının hukuk dışı olduğuna vurgu yaparak, demokrasi ve Kürt kurumlarına yönelik saldırılara karşı her kesimi tavır almaya çağırdı.
Başta Kürt kurumları olmak üzere demokratik kitle örgütlerinin yargı kıskacına alındığı Mersin'de Halk Evleri'nden sonra Mersin ÖZYURT-DER hakkında, kapatma davası açıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı dernek hakkında, Medeni Kanun'un 'Derneğin amacı, kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse; Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneğin feshine karar verir. Mahkeme, dava sırasında faaliyetten alıkoyma dahil gerekli bütün önlemleri alır' şeklindeki hükmünü düzenleyen 89. maddesini gerekçe göstererek kapatma davası açtı. Dava dosyasında dernek üyelerinin daha önceden yargılandıkları sabıka kayıtları ve haklarında yapılan işlemler delil olarak gösterildi. Önümüzdeki günlerde ilk duruşması görülecek davaya tepki gösteren ÖZYURT-DER Yöneticisi Ergün Altuntaş, 'Kapatma davası yalnızca bir kurumu değil Kürt, yurtsever ve demokratik kesimleri hedeflemektedir' dedi.
Altuntaş, '2 Mart tarihinde kongremize katılan misafirlerimiz dernek çıkışında polisler tarafından darp edilmiş ve olay sonrası aslı astarı olmayan bir şekilde yasadışı gösteri yaptığımız gerekçesiyle derneğimiz hakkında kapatma davası açılmıştır' diye konuştu. Altundaş, 'Kongre sonrası kitleye saldıran polisler hakkında yasal işlemin başlatılması için suç duyurusunda bulunma yönünde karar almıştık. Bunu da savcılık, 'Eğer dernek polisler hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almışsa bu yasadışı gösteriyi de o düzenlemiştir anlamına gelir' şeklinde bir suçlamaya da dosyada yer vermiş. Bu konuda bütün duyarlı yurttaşlarımızı bu tür yaklaşıma karşı durmaya çağırıyoruz' dedi.
Derneğe açılan kapatma davasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı ve örgütlenme özgürlüğünün önünde engel olduğunu söyleyen Av. Filiz Soylu Bozan ise, iddia makamının derneğin polisler hakkında yapmış olduğu suç duyurusunu, 'Eğer dernek polisler hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almışsa bu yasa dışı gösteriyi de o düzenlemiştir anlamına gelir' şeklinde yorumlamasının hukuk dışı bir tutum olduğunun altını çizdi. Bozan ayrıca, dava dosyasında dernek üyelerinin bireysel olarak daha önceden yargılandıkları suç dosyaları ve sabıka kayıtlarına yer verilmesinin hukuk dışı bir durum olduğuna ve hemen düzeltilmesi gerektiğine dikkat çekti. MERSİN / DİHA
MURAT KOLCA

0 Yorum: