Eşi cenazesinde yoktu

Ali-cekin pkk ye yardim yataklik suclamasi

Cenazesi toprağa verilirken çevik kuvvet , özel hareket ve sivil polisler oradaydı; ancak, halen tutuklu olan 77 yaşındaki eşi Hediye Çekin yoktu. Cezaevinde karaciğer kanserine yakalanan; ancak tahliye edilmediği gibi zamanında tedavi de edilmediği için yaşamını yitiren 77 yaşındaki Ali Çekin’in cenazesi Siirt’te toprağa verildi. ‘PKK’ye yardım ve yataklık yaptığı’ suçlamasıyla eşiyle birlikte Siirt Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada karaciğer kanseri teşhisi konulan ancak tüm başvurulara rağmen tahliye edilmeyen Ali Çekin, tedavi için kaldırıldığı İstanbul’daki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yaşamını yitirmişti. Ali Çekin’in cenazesi, ailesi ve İHD’liler tarafından önceki gün hastaneden alınarak memleketi Siirt’e götürüldü. Çekin’in naaşı öncelikle Mele Ömer Camisi’ne getirilerek dini vecibeleri yerine getirildi. Çekin’in cenazesi, yeşil sarı kırmızı flamlara sarılan tabuta konularak, “Şehid Namirin” sloganı ile götürüldüğü Şeyhmusa Mezarlığı’nda toprağa verildi.alicekinvekarisi
DTP: Ölümüne göz yumuldu
Defin işleminin ardından kısa bir konuşma yapan DTP Siirt İl Başkanı Abdurrahman Taşçı, “Bu ülkede çeteleri koruyanlar, 77 yaşındaki Ali amcamızın ölümüne göz yumdu ve tedavisinin yapılmasına izin vermedi. Burada bir adaletsizlik vardır. Bir hiç uğruna, yapılan bir dedikodu üzerine cezaevine atıldı. Kanser hastalığına yakalandı, ancak hiç bir müdahale yapılmadı. Biz bu tutumu doğru bulmuyoruz. Ali amca gibi yüzlerce tutuklumuz hastadır. Çekin, bu halkın şehididir” dedi.
Katılanlar görüntülendi
Tören sırasında Siirt Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çevik kuvvet ekipleri, özel hareket timleri ve sivil polislerin yoğunluğu dikkati çekti. Ayrıca 10’dan fazla kamera ve fotoğraf makineleri ile cenazeye törenine katılanlar tek tek görüntülendi. Cenaze törenine Diyarbakır TUHAD-DER, TUHAD-FED, İstanbul TUAD yöneticileri, DTP Kayapınar İlçe Başkanı Nesip Gültekin, Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) aktivistleri ile DTP Siirt il, ilçe başkan ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
DİHA/SİİRT



İHD: Hepimiz geç kaldık
İHD, yaşamını yitiren 77 yaşındaki Ali Çekin’in ne mahkemelere, ne de özel af yetkisi bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sesini duyuramadığına dikkat çekerek, “Hepimiz geç kaldık” dedi. İHD Genel Merkezi dün yaptığı yazılı açıklamada, Ocak ayından itibaren kampanyalar yürüttüklerini ve bu kampanyalar çerçevesinde hasta hükümlülere mektuplar yazıldığı, durumlarının Adalet Bakanlığı’na bildirildiği hatırlatıldı. 10 Temmuz’da da yaptıkları eylemlerde karaciğer kanseri hastalığı bulunan 77 yaşındaki Ali Çekin’in durumuna dikkat çektiklerinin belirtildiği açıklamada, ancak Çekin’in iki gün önce yaşamını yitirdiği hatırlatıldı. Açıklamada, “Çekin ne mahkemelere duyurabildi sesini, ne de özel af yetkisi bulunan Sayın Cumhurbaşkanı’na. Biz duyduk ve duyurmaya çalıştık. Hepimiz geç kaldık” denildi. Çekin’in eşinin de Siirt Cezaevi’nde tutuklu bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Ölüm de mahpushane de ayırıyor insanları. Eski Çek Cumhurbaşkanı Havel’den esinlenerek soruyoruz: Duvarlar mı önemli, insanlar mı?” denilerek yetkililer eleştirildi.

Yeni ölümler yaşanmasın
İHD İzmir Şubesi, cezaevlerinde ağır sağlık sorunları bulunan diğer tutuklu ve hükümlülerin ölümünün önlenmesini istedi. İHD İzmir Şubesi, dün Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Dr. Alp Ayan, Ali Çekin ile ilgili 10 Temmuz’da Türkiye’nin her yerinde Başbakan ve Adalet Bakanlığı’na mektup gönderdiklerine dikkat çekti. Cezaevlerinde onlarca tutuklunun daha tedavisinin yapılmadığı için ölümü beklediğini ifade eden Ayan, “Geçtiğimiz günlerde hemen tahliye sonrasında yaşamını yitiren Kuddusi Okkır’ın yaşadıkları basında geniş yer bulmuşken, aynı medya diğer hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık sorunlarını kamuoyuna taşımada yine ve yeniden sessizliği tercih etmiştir” şeklinde konuştu.
Ayan şunları belirtti: “Bugünkü çağrımız cezaevlerinde artık hiçbir yaşamın solmaması için seslerimizi birleştirip dayanışmamızı yükseltmemiz gerektiğine dairdir. ‘Cezaevleri ölüm evi olmasın!’ çağrımıza kulak tıkayan yetkililer, yaşanan tüm ölümlerin vebal ve sorumluluğunu taşıdıklarını bir an dahi unutmamalıdırlar. Cezaevlerindeki sağlık ve hatta yaşam hakkını tehdit eden sorunlara, acilen insan hakları ve insanlık onuruna uygun çözümler üretilmelidir. Tedavi olmayı bekleyen çok sayıda tutuklu ve hükümlünün sevkleri hemen yapılmalıdır; Erol Zavar, Aynur Epli, İnayet Mete, Menduh Kılıç, Gazi Dağ, Mesut Deniz gibi cezaevlerindeki sağlık durumu ağır tüm hasta tutuklu ve hükümlüler hemen tahliye edilmelidir. Bu durumdaki hasta tutukluların listesi defalarca Adalet Bakanlığı ve TBMM’ye verilmiştir.”
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

0 Yorum: