Ergenekon'u siyasi malzeme olarak kullanan AKP, toplumdaki imajını kurturmaya çalışıyor. 'AKP'nin Ergenekoncularla kol kola olduğu' eleştirisi yapan Kürtlere ise, 'Ya benden ya da Ergenekon'dan yanasın' dayatmasında bulunuyor.
AKP KUYRUKÇULUĞU DAYATILIYOR
DTP'liler tarafından Meclis'e sunulan iki darbe karşıtı önergeye destek vermeyen, başta haberdar olduğu halde darbe girişimlerine müdahale etmeyen, şimdi ise kapatma davasıyla birlikte siyasi malzeme olarak kullanan AKP hükümeti, birkaç emekli generali tutuklayarak, imaj tazelemeye çalışıyor. Öte yandan ise Kürtlere 'Ya benden yana olun ya da Ergenekoncu olursunuz' dayatmasında bulunuyor.
KÜRTLERİN TAVRI NET
AKP'nin darbe girişimlerine karşı samimi olmadığını, ABD desteğiyle Ergenekon operasyonunu yaptığını, orduyla Kürtler üzerinden uzlaştığını, izlediği Kürt karşıtı politikalarla Ergenekoncularla kol kola olduğunu belirten Kürtler ise, Ergenekon'un bu kadar güçlü olmasından ve vesayet rejiminin sürmesinden AKP'yi sorumlu tutuyor. Kürtler, 'Ne Ergenekoncular ne de AKP, çözüm demokratik cephede' diyor.
AKP 'Ergenekon'la cilalanıyor
Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, Ergenekon operasyonunu 'Türkiye'nin bağırsaklarını temizlemesi'ne benzetmişti. Ancak gelişmeler 'bağırsaklardan' ziyade AKP'nin kendi imajını temizlemeye çalıştığını gösteriyor. Hükümet ve ona yakın kalemler, AKP'nin Kürt sorununda 'Ergenekon'a bürünen yüzünü örtbas etmeye ve yeniden Kürtlerin desteğini toparlamaya çalışıyor.
Hakkında açılan kapatma davası karşısındaki sessiz tutumu nedeniyle iç kamuoyunda giderek yalnızlaşan AKP, ABD onaylı Genelkurmay vizesiyle gerçekleştirilen Ergenekon operasyonunu kendine mal ederek, siyasi yatırım olarak kullanmaya çalışıyor. Darbe girişimlerini önlediği iddiasıyla toplumda geçmişten bu yana var olan darbe karşıtlığını siyasal desteğe dönüştürmeye çalışan AKP, kamuoyunu 'Ya benden yanasınız ya da Ergenekon'dan yana' diyerek, iki tercihe zorluyor. Burada şu açığa çıkıyor. AKP, Ergenekon operasyonuyla iki alanda yerle bir olan imajını kurtarmaya çalışıyor. Birincisi; AKP, hakkında açılan kapatma davasına karşı 22 Temmuz seçimlerinde aldığı yüzde 47'lik oya rağmen güçlü bir sivil ve demokratik duruş sergileyemedi. Parti kapatmayı zorlaştıran Anayasa değişikliği ilk başlarda telaffuz edilmesine karşın, AKP buna cesaret bile edemedi. Türbana serbestlik getiren Anayasa değişikliğinde de açığa çıktığı üzere özgürlüklere sadece kendi penceresinden bakan AKP, aynı dar tutumunu kapatma davasında da sürdürdü ve DTP hakkındaki davaya karşı sessiz kaldığı gibi bir de 'Onları kapatabilirsiniz' yaklaşımı içerisine girdi. AKP'nin bu 'kendine demokrat' tutumu kamuoyunda yoğun eleştiri konusu oldu.
Kendine demokrat, ötekine Ergenekoncu AKP'nin imajının yerlerde süründüğü ikinci alanı ise Bölge oluşturuyor. AKP Kürt sorununda izlediği savaş politikası ve özellikle de son kara harekatıyla 22 Temmuz seçimlerinde Kürtlerden aldığı krediyi tümüyle tüketti. Hükümetinin siyasi direktifiyle düzenlenen kara harekatı aslında 'Irak'a girilip yerleşilmesi, Kerkük'ün ele geçirilmesi ve Kürtlere müdahale edilmesi' politikasını savunan Ergenekoncular ve onun ordu içinde dayandığı kanadın bir projesi olarak gelişti. Bu da AKP'nin Kürt politikasından Ergenekoncularla kol kola yürüdüğünü ortaya koyuyor. Deşifre olan bu Kürt karşıtı Ergenekoncu tutumu nedeniyle Kürtlerin desteğini kaybettiğini anlayan hükümet, Newroz'u ve 1 Mayıs'ı kanla bastırmaya kalkıştı. Newroz ve 1 Mayıs şunu bir kez daha gösterdi ki, kendisine yönelen girişimler karşısında demokrat kesilen AKP, ötekilerin özgürlük ve demokrasi talepleri karşısında ise 'Ergenekon'a dönüşüyor.
Bağırsak değil imaj temizleme Bütün bu uygulamaların sorumlusu olması nedeniyle iç kamuoyunun ve Kürtlerin kredisini tüketen AKP, Ergenekon operasyonuyla şimdi yeniden imaj temizleme harek�tı başlattı. Bu açıdan operasyon eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın iddia ettiği gibi 'Türkiye'nin bağırsakları' değil, AKP'nin kirlenen imajını temizleme çabası olarak duruyor. Özellikle yaklaşan yerel seçimler öncesi AKP yeniden Kürtlerin desteğini almaya çalışıyor. AKP'ye yakın kalemler, generallerin tutuklanmasını, Kürtlerin desteğini toparlamaya dönük bir propaganda aracı olarak kullanıyor. DTP'nin, Ergenekon operasyonu devlet içi hukuk dışı karanlık örgütlenmelerin tasfiyesi, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve geçmişle bir yüzleşme sürecine dönüştürülmezse bundan bir demokratikleşme çıkmayacağı yönündeki tespiti de bu yüzden AKP'de rahatsızlığa yol açtı. AKP'nin Ergenekon operasyonunu sadece kendisine yönelen girişimlerle sınırlı tutmasını eleştiren DTP, gerçek darbecilerin yargılanması için Meclis'e bir araştırma önergesi sundu. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da, 'Sarıkız' ve 'Ayışığı' adlı darbe girişimlerinin açığa çıkartılması için araştırma önergesi verdi. Ancak darbe karşıtı olduğunu söyleyen tek bir AKP'li dahi bu önergeye imza atmadı. DTP ve Uras'ın önergeleri böylece AKP'nin suçüstü yakalanmasına yol açtı. Kaldı ki, bu darbe girişimlerini 2003'ten bu yana bilmesine rağmen müdahale etmeyen ancak, kapatma davasıyla konuyu gündemine alan AKP'nin darbe karşıtı siyasi söylemlerinin samimi olmadığını ortaya koydu.İLHAN ERDEM
0 Yorum:
Post a Comment