Kuzey Kürdistan'ın tasfiyesi Kurdistan-Post.Org (Com)Bush Erdoğan görüşmesinin ardından Türkiye’nin Kürt Planı’nın ne olduğu tahmin edilmeye çalışılıyor. ABD ve Türk yönetiminin Kuzey Kürdistan’ı düşleriyle birlikte tasfiye etme planı “açılım” olarak anlatılacak. Çaptan düşmüş ve her türlü işbirlikçi ilişkiye girip çıkmış ne kadar Kürt varsa, bunlara yüklenecek dandik misyonlar ve Türk ırk ve düşüncesini geliştirecek demokratik düzenlemelerle Kürt sorununda önemli adımlar atıldığı söylenecek... Kerkük referandumu ertelenmiş, bağımsızlık beklentileri geri plana itilmiş, tüm ekonomik damarlarına sızmış, kilit noktalarına askerlerini ve ajanlarını yerleştirmiş, nokta operasyonları yapma izni çıkarmış, PKK’ye ulaşan dağ yılları kesilmiş Irak’a bağlı Kürdistan yönetimine, Türk devleti böylece karışmayacak! Benim epeyi zamandır söylediğim şey buydu. Türkiye’nin ve Güney Kürdistan’ın stratejik ortaklığını Kuzey Kürdistan’ın feda edilmesi üzerine, ABD planları çerçevesinde sağlamak. PKK Lideri Öcalan’ın ABD tarafından yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesi bu planın başlangıcı idi. ABD’nin yeni Ortadoğu planı Türkiye’ye ve Güney Kürdistan’a birlikte gereksinim duyuyor. Güney Kürdistan’ın Kürtlerin Kabe’si olmasına özde Türkiye’nin de bir itirazı yok. Eğer Kuzey Kürdistan dosyası kapatılacaksa, Irak’ta bir Kürt devletinin kurulması Türkiye’nin ne umurunda! Nasıl ki, katliam artığı Yahudilere Filistin’in yarısı verilerek dünya vicdanı rahatlatıldıysa, 40 milyonluk Kürtlere de Kürdistan’ın ufak köşesi olan Güney Kürdistan verilerek, o da Irak’a bağlı olması koşuluyla, dünyanın ve bölgenin elini ayağını kilitlemiş olan Kürdistan dosyası kapatılmış olacak! Güçlerini dört parçaya dağıtmış, taleplerini Bağımsız Kürdistan’dan, “Demokratik Özerklik’” e kadar çekmiş olan PKK; gövdesi ve kitlesiyle birlikte bu plan önünde artık tasfiye edilmesi gereken bir engel olarak görülüyor. Resim netleşiyor: Eğer önemli bir aksilik çıkmazsa; Türk yönetimi ve ABD; Güney Kürdistan’ın kısmi desteğini alarak PKK’yi tümüyle tasfiye etme planını devreye sokacak... PKK tasfiye edilirken, Türkiye’deki Kürt çözümünün Türk unsurları devreye sokulacak... Bildik isimler... Türkiye’ye bağlı aşiret reisleri, Türk-İslam sentezinin Kürt versiyonları... Güney Kürdistan ile ticari ilişkileri olanlar... Fethullahçı tarikatlar... Ne bileyim... O kadar çoklar ki... Siyasetin, diplomasinin, çıkar ilişkilerinin dürüstlüğünü ve ahlakını sorgulamayın böyle bir zamanda. Hele söz konusu olan Kürt Sorunu ve bunun tartışması ise bu tür erdemleri hiç aramayın... Ne hoş! Türk devleti, Kürde karşı işlediği seksen yıllık soykırım suçlarından tek kırıntısının hesabını vermeden, tek bir Kürt katilini adalete teslim etmeden, Türk ırk milliyetçiliğinden en ufak bir taviz vermeden; ABD Kongresinde Ermeni Soykırım Yasasını erteleterek, Kerkük Referandumunu gerilere iterek, Güney Kürdistan’ın bağımsızlık düşlerine ağır silleler indirerek, PKK’yi ve Kuzey Kürtlerini dört bir yana linç ettirerek süreci karşılıyor... Bazı Kürtler, Güney Kürdistan’ı sağlama almak için şimdilik böyle davranmak iyidir, diyor... Bunu, 20 milyon olduğu halde Türkiye okullarında anasına hala Kürtçe seslenemeyen Kürt siyasetçiler söylüyor... Bağımsız Kürdistan istediği zaman yan kuruluşlarına dünya ülkelerinin parlamentolarında toplantı yaptırabilen PKK, sürekli barış elini uzattığı güçlerin şimdi kendisine karşı birleşmiş olmalarının niteliğini anlamaya çalışıyor... Her türlü entrika içeren diplomatik ilişkilerinden ve perde arkası çıkar vuruşmalarından bizim gibi insanlar pek anlamaz... İki hafta sonra tersine dönecek siyasi tespitlerle tav olmak da iş değil. Ulusun veya toprağın bir parçasını, yaşamı ne zaman alt üst olacağı belli olmayan ötekisi lehine feda etmek Kürt aydınının işimidir bilmiyorum. Fakat nüfusu 15 ila 20 milyon arası olduğu söylenen Kuzey Kürdistan, Kürdistan’ın ana gövdesidir. Bir ülkedir, bir vatandır, yıkık köyleri ve yüzyıldır Türk soykırımı altında zehir içmiş bir halkı vardır. Bu halkın 30 yıldır direnen çocukları vardır... Biz bu halkın aydınlarıyız, yazarlarıyız, siyasetçileriyiz... Biri lehine, ama ötekisinin aleyhine kirli ilişkilere, ittifaklara giremeyiz... Girersek bunun adı başka bir şey olur... Dürüst olmak, vicdanlı olmak, hak ve adalet sahibi olmak sağlam durmak için yeterlidir. Kuzey Kürdistan’ın açık alınlı insanlar tarafından yönetilmesini istemek bir düş değil, bir hayal değil, somut bir taleptir. Ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler, arkalarından ne kadar destek olursa olsun, ne kadar paraları ve maddi olanakları ellerinde bulundururlarsa bulundursunlar; bir çok çevre ve ilişkiye sahip olsunlar, Kürdistan davasını iç eden hain anlaşmaları Kürt halk çocukları sahiplerinin suratına yine çarpacaktır... Öncekilerde olduğu gibi her defasında yine çarpacaktır... İki kişi kalsa da çarpacaktır... Çünkü Kürt ulusal davası, sırtını Türk namlularına dayayıp kendi çocuklarını aşağılayan bir avuç çıkarcının değil, yüzde yetmişi açlık sınırı altında yaşayan bir halkın davasıdır. Bunu görmemekte ısrar eden ve reform kırıntılarında dahi on yıl gecikmeli adım atan Türk devleti ise Kürt krizinden asla kurtulamayacaktır. Kimse bizden, yüz yıldır devletler ve örgütler düzeyinde yürürlükte olan, “Kendi Kürdünü döv, başkasının Kürdünü sev!” politikasına destek çıkmamızı beklemesin. Kafası ve yüreği tutsak bir ülkenin kol ve bacaklarının özgürlüğü, ana gövdenin özgürlüğü kadardır. Hasan Bildirici bildiricihasan@hotmail.com 

0 Yorum: