YORUM - Amerikan mesajları…

 

Mehmet Altan-Gazetem net

Kim?

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Parris....

Nerede?

Washington'da, Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi- CSIS tarafından düzenlenen bir toplantıda...

Ne yapıyor?

Yeni döndüğü Türkiye’deki yaşanan siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yapıyor.tayyip

* * *

Önce, Ak Parti'nin genel seçimler sonrasında yaptığı "hataları" sıralıyor:

1) AB sürecinde ilerleyememek

2) Anayasa’yı iyileştirememek ya da değiştirememek

3) İslami gündem korkularını giderecek bir şekilde köşeleri törpüleyememek

4)Başbakan Erdoğan’ın söz verdiği gibi tüm Türkiye’nin hükümeti olamamak.

Parris şunu da ekliyor:

"Tanıdığım bazı Türkler, AKP’yi kendi yanlışlarından kurtardığı için mahkemeye kızıyor".

* * *

ABD eski Ankara Büyükelçisi ardından bir Türkiye analiz yapıyor:

Türkiye’deki aktörleri…

1)AKP

2) Liberal elit

3) Kemalist derin devlet

4) Asker-devlet adamı

5) Ve 3. güçler olarak tanımlıyor.

Ardından yukarda sıralanan aktörlerle ilgili yorumlarını anlatıyor.

Parris, yolsuzluğun AKP’ye bulaştığının ortaya çıktığını ve bu anlamda da, AKP hükümetinin selefleri ile "aynı kültürü paylaştığının görüldüğünü" kaydediyoır.. Ardından da , AKP’nin liberal demokrasiye bağlı olup olmadığının da soru işaretlerine yol açtığını söylüyor.

Liberal ve Batı yanlısı kesimin, son bir ayda aksi yönde eğilimleri göstermesine rağmen, "Parti kapatılmasına karşıyız ama bu kez olabilir" yönünde fikirleri olduğunu vurguluyor.

Reformlarla, bazıları şiddete eğilimli olan Kemalistler’in marjinalize edileceğini kaydediyor...

Askerlerin içinde farklı renkler olduğunun görüldüğünü ve Hilmi Özkök örneği ile emekli askerlerin daha fazla siyasi rol oynamaya başlayabileceğini belirtiyor.

Parris, "3. güçler" dediği kesimin polis içinde güçlü olduğunu ve savcıları etkileyebildiklerine dikkat çekiyor...Ve şöyle devam ediyor, "Erdoğan adına mı hareket ediyorlar bilmiyorum. Ama, Erdoğan’ı devirmek isteyenlerin kazanmasını istemiyorlar".

* * *

Amerikalı Büyükelçi, "genel tabloyu" da şöyle resmediyor:

"Bu işleri başlatanlar AKP ve Erdoğan’ın dengesini bozdular. Ama, bu işlerin nasıl biteceği ve sonuçları konusunda akıllı bir öngörüleri yoktu."

Mark Parris bu durumu, Sovyet döneminde, "MAD" diye tanımlanan "Karşılıklı yok etme güvencesi" haline benzetiyor. Büyükelçi, "Evet, Erdoğan’ı devirip partiyi kapatabilirler. Ama, birçok kişi de beraberinde devrilir. Çok can yanabilir" hatırlatmasını yapıyor..

Anayasa Mahkemesi’nin kendini içine soktuğu durumdan çekinmeye başladığını da kaydeden Parris, "Herhalde, ağustos ortasında bir cuma akşamı karar verilir. Bahse girsem AKP kapatılır derdim. Ama, bir süredir bu işin içinden zararsız çıkılması için fırsatlar arttı gibi" diyor.

Çünkü Parris'e göre farklı bir çözüm bulunmazsa herkes uçurumdan kayabilecek ve sözünü ettiği "MAD" durumunda birileri hapse girecek, birileri siyasetten yasaklanacak, ekonomi başaşağı gidecek.

Parris, "Rasyonel biri, daha iyi bir yol bulunmalı diye düşünür" mesajını da veriyor.

Bahara kadar Türkiye’de bir genel seçim yapılması şansının yüksek olduğunu da hatırlatıyor…

* * *

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Başbakanlık’ta kabul edip bir saat görüştüğü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'in dediklerine gelince…

Hadley, 21. yüzyılın zorlukları ile mücadele ederken Türkiye'nin de yakın bir dost, müttefik ve güçlü bir stratejik ortak olarak katkıları için müteşekkir olduklarını belirterek, "Tabi ki bu zorlukların en önemlisi terörizmle olan mücadeledir. Terörizmle mücadele konusunda iki ülke birleşmiştir ve birlikte çalışmaktadır. ABD, ortak düşmanımız olan PKK ile mücadele konusunda da, Irak meselesi konusunda da Türkiye ile çalışmaya kararlıdır "dedikten sonra...

Türkiye’nin son yıllarda demokratik politika reformlarını yürüttüğünün...

Ve son derece önemli reformlar yaptığının altını çizip konuşmasına şöyle devam ediyor:

"Aynı zamanda serbest piyasa ekonomisi konusunda birtakım reformlar yapmaktadır.

Tüm bu reformlar Türkiye için çok önemlidir.

ABD de bu reformların devamına inanmaktadır.

Bu reform çabaları Türk halkı tarafından da desteklenmektedir. Zira bu çabalar sayesinde Türkiye daha güçlü ve refaha sahip bir ülke haline gelecektir.

Aynı zamanda AB'ye üyelik sürecine daha yakın bir adım atmış olacaktır. ABD Türkiye'nin AB adaylık sürecini desteklemektedir. "

* * *

ABD'den gelen eleştiriler…

Destekler…

Öneriler...

Berrak ve açık.

Aynen AB'den gelenler gibi.

* * *

Ama "Ankaralılaşmak" nasıl bir şey ise, doğru yolda gideni bile rahatlıkla yoldan çıkarabiliyor.

İnsan odaklı bir hayatın kaçınılmaz reçetesi olan "dünyalaşmanın" yolunu şaşırtabiliyor.

En umutsuz anda bile "umudun" çıkageldiği bu garip ülkemizde, yeryüzü sinyallerini daha ihtimamlı değerlendirmekte çok fayda var gibi gözüküyor.

0 Yorum: