Abdullah Öcalan, '1999'dan itibaren, son on yılda İmralı'da duruşumuz bile Türk halkına ulaştırılırsa, Türk halkı kim daha yurtsever, kim daha demokratik siyaset için mücadele etmiş anlayacaktır. Kan, gözyaşı, ölümler durabilir. Bunun için Anayasa'da Kürtlerin kendisini temsil edeceği demokratik bir oluşumun önünün açılması yeterlidir.' dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan'ın 2 Temmuz tarihinde başlayan hücre cezası dolayısıyla Türkiye'nin gündemi hakkında bilgi sahibi olmadığı, gelişmeleri avukatlarından dinlediği öğrenildi. Öcalan görüşmede Ergenekon operasyonuna değinerek 'Mustafa Kemal ulusalcılarla baş edemedi. 1930'larda etrafını kuşatarak etkisizleştirdiler, Mustafa Kemal bunlara teslim oldu, cumhuriyetçileri tasfiye ettiler. Amerika ile birlikte Ergenekon'un geçmişi 1950'lere dayanıyor. Ergenekon aslında tasfiye edilmedi, kadroları değiştiriliyor. Ulusalcılar tasfiye ediliyor, yerlerine daha profesyonel bir kadro getiriliyor. Amerika her iki grubu da çatıştırıyor. Baykal boşuna 'Erdoğan kendi derinini oluşturuyor' demedi. Ben bunları biliyordum, baştan beri bunlara bulaşmadım, her iki gruptan da uzak durdum. Bizim üzerimizde oynanan oyunlar bunlar; bunları boşa çıkardım. Ben bunları el konulan 125 sayfalık savunmamda da ifade etmiştim.' dedi.
BENİMLE GÖRÜŞENLER KENDİLERİNİ KANDIRMIŞ
'Ergenekon'un DHKP-C, İBDA-C, Hizbullah ve PKK bağlantıları tartışılıyor yani bütün örgütlere sızma yapıldığı tartışılıyor.' diyen Öcalan, şöyle devam etti: 'Beni ve PKK'yi de Ergenekon'la ilişkilendiriyorlar! Bununla ne amaçlanıyor? Tutuklanan generallerin İmralı ile bir şekilde ilgileri olmuştu, Hurşit Tolon ve birkaçı bir dönem burada komutanlık yaptılar. Bunlar İmralı'yla ilişkiye geçerek neyi yapmak istemişler, hedefleri neydi buna bakmak lazım? Ergenekonu bizimle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bunlar, boş iddialardan ibaret. Benim ismimi kirletmeye çalışıyorlar. İmralı'ya geldiğimde gelip benimle görüştüler. Kıvrıkoğlu'nun adamları da vardı. Ben onlara, 'siz benimle böyle konuşuyorsunuz ama gücünüz var mı?' diye sorduğumda, 'gücümüz var ki böyle konuşuyoruz' diyorlardı. Ben onlara da 'beni bu şekilde kullanamayacaklarını, beni bu şekilde kandıramayacaklarını' söylüyordum. Ben, 'ya kendilerini kandırıyorlar ya da beni kandırmaya çalışıyorlar' diye düşünüyordum. Zaman gösterdi ki bunlar kendilerini kandırmışlar. Nitekim bunların hepsi tasfiye edildi.'
TUTUMUN TÜRKİYE HALKINA MUTLAKA İLETİLMELİ
'Hilmi Özkök'ü de zehirlenmeye çalıştıkları söyleniyor. İki ekip var. Bunlar arasındaki çatışmadır bu. Bu operasyonla Kemalistleri mi tasfiye ediyorlar? Aslında konu bu değil. Amerika her iki grubu da çatıştırıyor.' ifadelerine yer veren Öcalan, Ergenekon ve Kürt sorunu bağlamında şunları söyledi: 'AKP, altı yıldır iktidarda. Ama İmralı'da ki uygulamalardan haberdar olmadığını söylüyor. Bununla neyi anlatmaya çalışıyor? Doğruyu söylemiyorlar. Burası Başbakanlık Kriz Merkezine bağlıdır. Beni sürekli takip ediyorlar. Benim projelerimi hayata geçiriyorlar. Bunu en iyi yapan AKP'dir. Olaylar benim etrafımda dönüyor. Bizim tavrımız nettir, yurtsevercedir. Demokratik çözüm, barış ve diyalog baştan beri tutumumuzdur. Bu tartışmalarla benim ismim kirletilmeye çalışılıyor. Bizim Türkiye halkıyla bir sorunumuz yok. Başından beri benim tutumumun ne olduğu iyi konulmalı, Türkiye halkına ulaştırılabilmeli. Çok geriye gitmeye de gerek yok. 1999'dan itibaren, son on yılda İmralı'da duruşumuz bile Türk halkına ulaştırılırsa, Türk halkı kim daha yurtsever, kim daha demokratik siyaset için mücadele etmiştir, bunu anlayacaktır. Çünkü benim ismim kirletilmeye çalışılıyor. İki Skorsky helikopter 80 milyon dolar. Bu para daha yararlı işler için kullanılabilir. İmralı Sistemi için bile bu kadar masraf ediliyor, bunlara gerek yok, daha yararlı şeyler için kullanılabilir. Kan, gözyaşı, ölümler durabilir. Bunun için Anayasa'da Kürtlerin kendisini temsil edeceği demokratik bir oluşumun önünün açılması yeterlidir.'
ALMANYA VE AVRUPA VAATLERLE KANDIRIYOR
Kendisinin Türkiye'ye getirildiği uluslararası komploya değinen Öcalan, 'Ben daha önceden kaçırılmamla ilgili gizli bir anlaşma yapıldığını söylemiştim. Şimdi bunlar yeni yeni tartışılıyor işte birileri çıkıp kitap yazıyor. MOSSAD'ın bu olayın taraflarından biri olduğunu tesbitini çok önceden yapmıştım, şu an beni doğruluyorlar.' dedi. Öcalan, şöyle devam etti: 'Eskiden de şimdi de kaçıp gidenler Avrupa'ya gidiyorlardı. Avrupa'nın, dış ülkelerin bu gidişlerle ilgili durumunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Kaçıp gidenler, hangi vaatler üzerinden, somut olarak ne için gidiyorlar? Bunu iyi araştırmak gerekiyor. KDP'nin, Almanya'nın ve Avrupa ülkelerinin somut vaatleri ne? Somut vaatler para mı, kadın mı, bunları iyi araştırmak gerekiyor. İşte Osman onlar, Selim Çürükkaya, Sakık'ın durumunu iyi analiz etmek gerekiyor. Sakık'ın 1993'te Bingöl'deki asker ölümlerinde bile yurt dışı bağlantıları olabilir, bunu iyi araştırmak gerekiyor. Selim Çürükkaya Almanya'da. Bingöl'de sayısız kahramanlar da çıktı, isimleri biliniyor, söylemeye gerek yok. Ama bunun yanında alçaklar da çıktı. Bunların daha örgüt içindeyken yurt dışı bağlantıları olabilir, bunları iyi görmek, araştırmak gerekir. Bunların beş metelik değerleri bile yok. Ergenekon'a da bulaşmış olabilirler. Bir kadın uğruna, bir erkek uğruna her şeyini bırakıp gidiyorlar. Halkımızın bunları bilmesi gerekiyor. Onlarca yıl mücadele ediyorsun ve bunları yapıyorsun. Bağlı olduklarını ifade ediyorlar bağlılık öyle basit, sıradan eylemlerle olmaz. Onlarca yıllık mücadelelerine denk bir eylemle bağlılık olur. Bağlılık yürekten olmalı ve anlamaktan geçer. Beni anlayıp buna göre siyaset yapmak gerekir yoksa benden daha kararlı, daha kahraman olanlar da var.'
SAVUNMALARIMA AHLAK FELSEFESİNİ OTURTTUM
Kendisine bir ay içinde verilen 50 günlük hücre cezasına da değinen Öcalan, 'Bana PKK'ye talimat verdiğim iddiasıyla hücre cezaları veriyorlar. Ben PKK'ye talimat vermem. Devlet benim önümü açsa bile, PKK ile bu koşullarda ilişkiye geç dese bile ben PKK ile bu koşullarda ilişkilenmem. Bu ahlaki de değil. Benim sosyal bilim anlayışımda ahlak ve politik güç vardır. Nitekim savunmalarımı da ahlak felsefesine oturttum. Burada kendimi tarafsızlaştırıyorum. Benim bu tavrımın özünde kendini bağımsızlaştırmak vardır, ben bu koşullarda pratik önder olamam ancak teorik ve politik gücümle çözüme katkı sunabilirim.' ifadelerine yer verdi.
DTP'YE BAŞARILAR DİLİYORUM
DTP Kongresini de değerlendiren Öcalan, 'DTP kapatılabilir, ama önemli olan demokratik mücadeledir ve demokratik siyasetin geliştirilmesidir. Herhalde şimdi bir yerel seçim olsa alınan belediye sayısı iki katına çıkar. Eskiyi aşan bir şey var galiba. Halk daha bilinçli daha duyarlıdır sanıyorum. Çatı partisinin oluşması için de yoğun istek var. Ortam da çatı partisinin gelişmesine müsait. Akademi konusunda çalışmalar önemli ama bir çalışmanın yerinde ve zamanında yapılması da çok önemlidir. Kongrelerini de yapacaklar, başarılar diliyorum.' şeklinde konuştu. Öcalan, sözlerini 'Bazı kitapları ve Doğu-Batı dergisinin son sayısını da yasakladıklar? Son olarak mektupları beni övücü ibareler olduğu gerekçesiyle vermiyorlarmış, benim övülmeye ihtiyacım yok ancak bu vesileyle hem bana mektupları verilen hem de elime ulaşmasa da mektup yazan herkese, cezaevindekilere, Barış Analarına, tüm dostlara ve halka selam ve saygılar.' diyerek bitirdi. İSTANBUL
18 Temmuz 2008 tarihli Görüşme Notu'dur
0 Yorum:
Post a Comment